- Pavlov Psikoloji
- Posts
- Pavlovun Köpeği #016
Pavlovun Köpeği #016
Psikoterapi Serisi 11: Melanie Klein ve Terapi
PK, terapiye ısınıyor...
Birçok terapi ekolü var, sayıları 3 haneli. Kimisi duygularla çalışır, kimisi düşüncelerle. Kimisi destek alan kişiyi merkeze alıp yalnızca onu dinlemeye odaklanır; kimisi onun düşüncelerini değiştirmeye çalışır. Buradan şöyle bir sonuç çıkarılmıştır: Terapistin kişiliği, seçtiği terapi ekolüne uygun olmalıdır ve bu yaklaşımları kendisine de uyguladığında farkındalık sağlaması elzemdir.
PK, aldığı bir şema terapi - bilişsel davranışçı terapilerden biri - eğitimi sırasında gözlerini dolduran o günü unutamıyor. Buna 2. sayımızda değinmiştik. Merak edenler için link en sonda olacak ama okumaya devam edin lütfen. Yoksa hav hav yaparım.
Şimdi, terapist olmak gibi bir şeye karar vermek başlı başına bir evre. Karar evresi... Derler ya, bir şeyler yaşamış olmanız gerekiyor işte. Filmlerdeki gibi... Zaten PK, makine mühendisliğini bırakıp, tiyatroya bulaşıp, ardından psikodrama yapmak için bir şekilde buralara kadar geldi. Buraya kadarki bölüm, yani motivasyon tamam.
Peki ya yetkinlik? İşte orada şöyle konular var:
Yine ekole göre değişir ama, psikiyatrist ya da klinik psikologsanız, kimse size yahu sen nasıl terapi yaparsın diyemiyor.
Lâkin, PK'nin ilk yetkinliğini kazanmak istediği bilişsel davranışçı terapi adına konuşmak gerekirse, bu ekole dair eğitim ve süpervizyonları Avrupa ve Amerika akredite şekilde verebilen Türkiye'de iki dernek var: BDPD ve KDPD. (Yani bu eğitimi Amerika'da da alsanız, Türkiye'de de alsanız aynı şey anlamına geliyor.)
Bu dernekler, bazı alanlardan (psikoloji, psikiyatri, psikiyatri hemşireliği, pdr, sosyal hizmet) mezun olmanız şartı ile, size akredite bir eğitim ve sertifikasyon sağlıyor.
(Not: Sertifika fetişine karşı olmak başka, standardize eğitimler alarak sertifiye olmak başka. Diplomalar ya da TOEFL, IELTS gibi dil yeterlilikleri de birer sertifika; e o zaman tüm üniversiteler kapansın diye savunmak gerekir.)
Nerede kalmıştık, ha bu sertifika ile ACT ve EABCT akredite psikoterapist olabiliyorsunuz. ACT'nin kurucuları arasında bilişsel davranışçı terapinin kurucusu Aaron Beck, pozitif psikolojinin kurucusu Martin Seligman gibi isimlerin olduğunu hatırlatalım.
Dolayısıyla, uygulayıcı olmak isteyen ruh sağlığı mezunları, bu yolu deneyebilir. Klinik psikolog ve psikiyatristlerin de bu eğitimleri aldığını gözlemliyoruz.
Ben bu derneklerden almadım eğitimi, başka yerden aldığım eğitim ve süpervizyonları birleştirdim olur mu? Hav hav! Neden olmasın, yani.
Derneklerin de güzel reklamını yapmış olduk. Umarız gönüllere su serptik, aynı kendi minik yüreğimiz gibi...
Ha bu arada, bu eğitimler de - klinik yüksek lisansı kadar olmasa da - biraz pahalı. Tanı, temel eğitim ve psikolojik bozukluklarda bilişsel davranışçı terapi nasıl uygulanır (formulasyon) konulu eğitimlerinizi bir şekilde tamamladığınıza inanıyorsanız, belirli saatler anlaşacağınız klinik psikolog ya da psikiyatristlerden süpervizyon alarak da başlanabilir. Bizim gördüğümüz, birçok kişi süpervizyon almadan başlıyor terapi yapmaya. Bu, ehliyet almadan araba kullanmak gibi bir şey. Sürersiniz, gider de araba ama bir gün kaza yaptığınızda kime nasıl zarar verdiğinizi anlayamaz, bir yardım eline bile başvuramazsınız.
Neyse, eğitimin ve süpervizyonun sonu yok. (Buraya kadarki kısım psikologlarla ilgiliymiş gibi algılanmasın lütfen, öyle bir amacı da yoktu. Ruh sağlığı alanından olmayan okuyucularımızın da hem içgörüleri gelişebilir hem de terapi konusunda fikirleri oluşabilir.)
Bu haftaki konumuz Melanie Klein ve onun terapisi. İşte yine gidiyoruz. Bir kelimeye gidelim de sonra göstereceğim size.
haftanın kelimesi:
Haset: Arapça kökenli bu sözcük, kıskançlık anlamına geliyor. Fakat, Melanie Klein haset ile kıskançlığı ayırmış ve şöyle demiş: Haset, kendisinde olmayan iyi nesneye olanı kıskanmaktır. Kötücül bir kıskançlıktır. Kıskançlık ise, iyi nesneye olan bağlılık ve sevgiyi de beraberinde taşır; bu yönüyle de hasetten ayrılır.
Melanie Klein
Ardından gelenleri anlamak için hep kurucuyu referans almak zorunda mıyız? Sanırım psikoterapide -maalesef- bu böyle. Ne yaptın başbuğumuz Freud, ne yaptın bizlere...
Melanie Klein'ın Freud'dan ayrı düştüğü noktalar var:
biyolojik temelli dürtülerdense, kişilerarası ilişkilere(nesne ilişkileri) önem vermesi
babanın gücündense, annenin samimiyetini vurgulaması
davranışın libidodansa, kişilerarası iletişim tarafından kontrol edildiğine inanması
yaşamın ilk 4-6 yılındansa, 4-6 ayının önemine vurgu yapması
Bu farklılıklar nasıl sonuçlar doğuruyor? İşte, Freudcular ve Kleincılar oluşuyor. Ghettoda buluşup, birbirlerine bıçak çekiyorlar. Sen libidoyu savundun, şimdi seni çok fena yapacağım, şeklinde tartışmalar türüyor.
Ölüm ve Yaşam İçgüdüleri
Geçtiğimiz sayılarda Anna Freud'un çocuk psikanalizinin öncüsü olduğunu söylemiştik. Klein da bu konuda en önde bayrak taşıyan kişilerden. Freud'un teorisine dayanarak başladığı fikir yaşamına merdivenini başka yöne dayayarak devam ediyor Melanie Klein.
Freud'un psikanalitik teorisinde, libido - yaşam enerjisi - olarak da adlandırılan, yaşamı sürdüren ve birleştiren ilke olan ''Eros''un , yaşamı sona erdirmeyi ve parçalamayı amaçlayan ''Thanatos'' - veya ölüm içgüdüsü - gibi bir muadili olduğu varsayılıyor.
Klein ise bu kurama farklı bir bakış getirerek , çok küçük ve çok hasta çocuklarda son derece agresif nefret, kıskançlık ve açgözlülük fantezilerini incelemesine dayanarak, insan ruhunun Eros veya Thanatos'un ön planda olduğu konumlar arasında sürekli salındığı yorumunu ortaya koydu.
Paranoid - Şizoid Konum ve Depresif Konum
Klein, yukarıdaki Thanatos'un parçalayıcı eğilimine karşılık gelen istikrarsız psikolojik durumu "paranoid-şizoid" konum olarak adlandırdı. Yaşamı sürdüren ilke olan Eros'un egemen olduğu ruh durumuna da "depresif konum'' adını verdi; çünkü Klein'a göre bu durumda birey ikircikli duyguları tanır ve yoğunluklarını hafifletir ya da bastırır.
Klein terapide neler uygulamış bir bakalım kısaca, asıl konumuz bu ya.
Klein Tekniği
Klein'ın tekniği, analist ve hasta(şu kelimenin kullanımı konusunda bir anlaşmaya varalım artık) için bilinçdışının bilinçli hale getirilmesini kolaylaştırmak üzere tasarlanmış bir dizi prosedürden oluşuyor. Ortamın tutarlılığı ve düzenliliği, zaman sınırları ve seansların sıklığı vurgulanırken, analistin alıcı bir zihin tutumu sürdürmesinin önemi de vurgulanmış.
Klein, analizde özellikle haset duygularına vurgu yapmış. Terapiste karşı bitmek bilmeyen sızlanmalar ve aktarımlar sonucunda ortaya çıkan haset analizde çalışılan malzemedir.
Klein'cı analist, analiz başladıktan sonra yorumlara başlar ve sert, yüzleştirici yorumlar yapar. Yorumlar, terapinin ana aracıdır. Hasta, hakikati arama yolunda ne kadar kararlıysa, analiz o kadar başarılı olur Klein'a göre.
Klinik gözlem, Klein'ın başlangıç noktası ve özel yeteneği imiş bu arada. Çalışmalarında yeni gözlemler ve ileri teoriler oluşturmak için çaba sarf edermiş. Bu nedenle, Klein için teknik ve klinik içerik yakından bağlantılı ve etkileşimli imiş.
Sıkıldıysak, oyun zamanı!
Kutu Kutu Pense!
Klein, Sigmund Freud'un serbest çağrışım yöntemini temel alarak çocuklar için bir oyun terapisi tekniği geliştirdi. Çocukların kendilerini sözel çağrışımlarla kolayca ifade edemedikleri gerekçesiyle bunu oyun ve sanat yoluyla yapabileceklerine inanıyordu. Böylece çocuklar oyunlarında ve çizimlerinde bilinçaltındaki fantezilerini ve gizli duygularını açığa çıkararak duygularını yansıtabilecekti.
Ablalar Tartışıyor
Klein, terapistlerin oyunu çocuklardaki olumsuz ya da saldırgan duyguları gidermek için kullanabileceklerine ve böylece duygusal bozukluklardan muzdarip çocukları tedavi edebileceklerine inanıyordu. Oyun terapisinin yorumu, Melanie Klein ve Anna Freud arasındaki başlıca anlaşmazlık alanlarından biriydi. Klein bunu çocukların işlevsiz davranışlarının altında yatan bilinçsiz çatışmaları ortaya çıkarmak için kullandı. Buna karşılık Anna Freud, oyun terapisini çocuklar için eğitici, gerçekliğe uyum sağlamalarına yardımcı olan bir terapi olarak görüyordu. Herhangi bir bilinçsiz çatışmayı ortaya çıkardığına inanmıyordu. Ablalarımız, bazı konularda çatışıyor; bize müzakere ümidiyle birlikte izlerini sürmek düşüyordu.
Klein, hem kadın olduğu hem de hekim olmadığı için analistler tarafından dışlanmıştır bu arada. Devamında İngiliz Psikanaliz Cemiyeti altında sesini duyurarak nesne ilişkileri ekolünün kuruculuğunu üstlenmiştir. Bir kadın olarak kur! Kur, yeni kuramları kur!
Bitirirken
1- Bültene dair görüşlerinizi, aşağıdaki tek soruluk formu doldurarak ya da bu maili cevaplayarak belirtebilirsiniz:
2- Bu psikoloji bültenini seveceğini düşündüğünüz kişiler varsa, kopyalayıp onlara kolayca iletebileceğiniz link aşağıda:
3- Bülten aboneliğinden ayrılmak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.
4- Önceki sayıları okumak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.
5- Anna Freud sayısı için, buraya tıklayabilirsiniz.
Haftaya pazar kahvaltı saatlerinde görüşmek dileğiyle,
Psikolojiye koşullu kalın.
PK | Umutcan
Kaynaklar
Bloglar
Melanie Klein Trust: https://melanie-klein-trust.org.uk/theory/
Psikanaliz Enstitüsü: https://psychoanalysis.org.uk/our-authors-and-theorists/melanie-klein
New World Encyclopedia: https://www.newworldencyclopedia.org/entry/Melanie_Klein#Object_Relations_Theory
Kitaplar
Klein, M., Koçak, O., & Erten, Y. (1999). Haset ve şükran. Metis Yayınları.
Reply