- Pavlov Psikoloji
- Posts
- Pavlovun Köpeği #017
Pavlovun Köpeği #017
Psikoterapi Serisi 12: Alfred Adler ve Terapi
Pavlovun Köpeği haftalık psikoloji bülteninin 17. sayısından herkese merhaba.
Bu hafta aldığımız paylaşım destekleri ile birlikte birçok yeni okuyucu aramıza katıldı ve 400 okuyucuya ulaştık.
Havv! Hoşgeldiniz, yani 🐶
Hemencecik yeni okuyucularımıza kısa bir özet yapalım:
İşte iyilik bizden de ne olsun valla, psikoterapi serisinin 12. bölümünde kalmıştık biz de. Bu seri 5. sayıda başlamıştı. Serinin ilk sayısını kaynaklar kısmına bırakalım; orada psikoterapiye dair yaralarımızı da deşmiş, sizlerle paylaşmıştık.
Ezcümle biz tarihte psikoterapinin ilk nerede/nasıl uygulandığından başlamış, iz bırakan isim ve uygulamalara değinerek yolculuğumuza devam etmiştik.
Belirli kaynaklar ışığında sürdürdüğümüz bu seri toplamda 20 sayı olacak. Seriye dışardan bakan, bir şekilde kaynaklara da göz atma fırsatı yakalayabilen okuyucunun, psikoterapiye dair genel bir bilgiye sahip olabileceğini umuyoruz.
Devamında, örgütsel psikolojiye dair sayılar olacak.
O zaman her hafta olduğu gibi bu haftanın kelimesi neymiş önce oraya bağlanalım. Bu uygulamaya da PK'nin bir gün kelimelere olan borcumuzu ödeyemeyecek kadar onlara borçlanacağımız korkusuyla başlamıştık. Oynatalım Uğurcum 🛎
haftanın kelimesi:
Holistik: İngilizce ''doğal dengeleri gözeten bir yaşam ve tedavi tarzı” sözcüğünden alınmış. Bu sözcük İngilizce holism, “doğanın bütünsel dengelerini gözeten bir sağlık teorisi” sözcüğü ile eş kökenli imiş. Eski Yunanca holos “bütün, tüm” sözcüğüne +istik eki eklenerek türetilmiş.
Adleryen Psikoterapi Modeli ve Prensipler
Alfred Adler, psikoterapi modelini Freud ile iş arkadaşıyken geliştiriyor. Şaşırdık mı? Hayır. Bizi bir sal Freud amca, her yerde karşımıza çıkıyorsun yahu...
Neyse çok geçmeden ben kendi işimi kuracağım diyen Adler. Ne yapıyor, KOSGEB'e başvurmuyor tabii. Kendisi ''bireysel psikoloji'' yasalarını yazmaya koyuluyor.
Aşağılık duyguları, benmerkezcilik, düşmanca rekabet ve rekabetçilik, belirli biyolojik yatkınlıklar ve yılgınlık kavramlarının tümünün psikolojik bozukluklara yol açtığını savunan da bir kuram onunkisi.
Gelelim bu kuramın konseptlerine... Adler'in kuramını açıklayan prensipleri anlatarak başlayacağız. Hemen ardından psikoterapi sürecine de değineceğiz tabii. İşte gidiyoruz.
1. Holism (Bütüncüllük)
Alfred Adler, insanların parçalara ayrılmaması gerektiğine düşünen bir amcamız. Şu ikilemlerin tümünü yapay buluyordu kendisi mesela:
Duygusala karşı entelektüel süreçler
Bilinçliliğe karşı bilinçsizlik
Kişiye karşı grup
Adlerciler, insanları bütüncül bir şekilde, sosyal bağlamları içinde değerlendirmek gerektiğini düşünüyor özetle.
2. Teleoloji (Hayatı amaçlarla açıklayan düşünce sistemi)
Adler psikolojisi, amaçlarla ilgileniyor. Aristoteles'in ilk olarak MÖ 350'de ana hatlarıyla belirttiği gibi, bir şeyi anlamak için aşağıdaki dört nedene göre analiz edilmesi gerekir:
Malzeme: Neyden yapılmıştır?
Verim: Buna ne sebep oldu?
Resmi: Hangi şekli alıyor?
Son: Hangi amaca hizmet ediyor?
Pek çok psikoterapi sistemi ilk üç nedeni vurgulasa da, Adlerciler dördüncüsünü vurguluyor. Örneğin kaygının amacı, kontrolü ele almak, bir şeyi veya birini kontrol etmektir diyorlar. Aşkın nihai nedeni, bir şeye doğru hareket etmekken, kayıtsızlığın nihai nedeni ise güç kazanmaktır. Hep bir amaç vardır diyor Adler amca.
3. Yaratıcılık
'' Du du du bir şeyler geliyo du ''
Adler, insanları kendi dünyalarının yaratıcıları olarak görüyor. Örneğin ebeveynler çocukları etkiler evet ama burada göz ardı edilen şey, çocukların da ebeveynleri etkilediği Adler'e göre. Farz-ı misal, yeni bir bebek, aile dinamiklerinin bebeği etkilediği kadar aile dinamiklerini de etkiliyor. İnsanlar, diğer insanların kendilerini nasıl etkilediğinin fazlasıyla farkında, ancak nadiren diğer insanları nasıl etkilediklerinin farkına varıyor; ama aslında, tüm ilişkiler çift yönlü.
4. Fenomenoloji
Çocukların neyle doğduklarını, maddi ve etkin nedenleri anlamak önemli olsa da, çocukların neyle doğduklarını nasıl algıladıklarını bilmek de aynı derecede ve çoğu zaman daha önemli Adler'e göre. Çocukların içinde bulundukları durumlara ilişkin algılarını anlamak, onların dünyalarına dair önemli bir içgörü kazandırır.
5. Soft Determinizm
Adlerciler soft determinizmi savundu! Katı determinizm kesin olarak "A, B'ye yol açar" der. Nondeterminizm ise hiçbir neden olmadığını ve her şeyin özgür irade meselesi olduğunu ifade eder. Adlerciler aradaki farkı bölme eğilimindedir ve şöyle bakarlar meseleye: "A, kişinin işine yarayacaksa ve kişi durumu böyle algılıyorsa, çoğu zaman B'ye götürür."
6. Sosyal Alan Teorisi
Bütünsellik varsayımında belirtmiştik ama, Adlerciler davranışın gerçekleştiği sosyal alanı yakından inceleme eğilimindeler. Onlara göre birinin "ağladığını" bilmek yeterli değil. Bu kişi nerede ağlıyor, kiminle ağlıyor, kişinin ağladığını ilk öğrenen kim? Kişinin ağladığını kim asla bilemez? Kişinin ağlamasından en çok kim etkilenir? Bu tür sorular ağlamanın gerçekleştiği alanı aydınlatır. Kişi sadece kısmen "üzgün olduğu" için ağlar ama aynı zamanda ağlamak başkaları üzerinde bir etki yaratmak için silah olarak da kullanılabilir. Bu ağlamanın nasıl bir etkisi olabilir? Gazeteci edasıyla soru sormak...
7. Çaba Olarak Motivasyon
Adleryen psikolojide bu kavramı ifade etmenin en yaygın yolu, insanların algılanan bir "eksi durumdan" algılanan bir "artı duruma" geçmek için motive olduklarını belirtmek. Şöyle ki, eksi ve artı durumların ne olduğu kişiden kişiye ve durumdan duruma değişir.
Bir kişinin eksi durumu "zayıf", artı durumu ise "güçlü" olabilir. Bir başkasınınki "şişman" ve "zayıf" olabilir. Yine bir başkası "fakir" ve sonra "zengin" olabilir ya da "nefret edilen" ve sonra "sevilen" olabilir. Adler kariyeri boyunca her pozisyon için farklı ifadeler kullanmış böyle.
8. İdiografik Yönelim
Adlerciler insanların nomotetik(genelleyici) doğasından ziyade idiografik(her olayı kendi tekilliği içinde betimleyen) doğasını vurgularlar. Bu noktada, vakanın özellikleri, genellemelerden daha önemli. İnsanların majör depresif bozukluğa sahip olduğunu söylemek doğası gereği nomotetiktir. Peki kendi depresyonlarını nasıl ortaya koyuyorlar? Kiminle? Nerede ve ne zaman? Daha mı üzgünler yoksa daha mı sinirliler? Moralleri bozukken yalnız ve izole mi yoksa sosyal ve muhtaçlar mı? Bunu bilmek için çok daha spesifik veriler gereklidir diyor Adler kısaca.
9. Kullanım Psikolojisi
Bu kavram, yukarıda bahsedilen kavramların bir uzantısı gibi. Bir kişinin "neye sahip olduğunu" bilmek önemli olsa da, genellikle bir kişinin sahip olduğu şeyi "nasıl kullandığını" bilmek çok daha önemlidir Adlerciler Cemaati'ne göre.
10. Mış Gibi Davranmak
İnsanlar kendi dünyalarının haritalarını oluşturduklarını düşünüyor Adlerciler. Daha sonra bu haritalar, gerçekliğin doğru temsilleriy ''-miş gibi'' hareket ediyor. Adlercileri ilgilendiren, insanların haritalarına ne ölçüde bağlı oldukları. Hiçbir harita arazinin kendisinden daha önemli olamaz zira.
Mesela Jack insanların her zaman güvende olduğuna ve onlara güvenilmesi gerektiğine inanıyorsa, bu çoğu zaman faydalı olabilir. Ancak böyle bir varsayımın onu zarar görme riskiyle karşı karşıya bırakacağı zamanlar da olabilir ve eğer bu inancına çok katı bir şekilde bağlı kalırsa, o zaman gerçeklikten kaçıyor demektir.
Adler'in "yaşam tarzı" olarak adlandırdığı kavram, bireylerin üzerinde hareket ettikleri bu haritalara dair ipuçları sağlıyor.
Yaşam tarzı kavramı ise dört ana bileşene sahip:
benlik kavramı- kim olduğum ya da olmadığım hakkındaki her şey
benlik ideali - kim olmam ya da olmamam gerektiğine dair her şey
dünya görüşü - insanlar, hayat ve dünya hakkındaki bütün şeyler
etik inançlar- neyin doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü olduğuna dair bütün şeyler
Psikopatoloji - yani psikolojik hastalık - arazi ile harita arasındaki uyumun nasıl olduğuyla ilgili. Uyum ne kadar iyi olursa, davranış da o kadar uyumlu anlayacağınız.
11. Kendini Gerçekleştiren Kehanet
İnsanlar, yukarıda bahsettiğimiz ''haritalar'' gerçekmiş ya da doğruymuş gibi davrandıklarında, aldıkları geri bildirimleri aktif olarak şekillendirme eğilimindeler. Eğer insanlar düşmanmış gibi davranırlarsa, o zaman sıklıkla inançlarını haklı çıkarır gibi görünen düşmanca yanıtlar alırlar. Adlercilerin bir yerde yazdığı gibi: "İnanmak görmektir."
12. İyimserlik
Adler insan doğasının nötr olduğu konusunda oldukça kararlıydı. İnsanların temelde iyi olduklarına inanmadığı gibi (bu özelliği Freud'a benziyor) temelde kötü olduklarına da inanmıyordu; birçok faktöre bağlı olarak her ikisi de olabilirler. Ona göre iyimserliğin psikoterapi etkisine dair duruşuna yol açan şey, insan doğasının tarafsızlığı. Ne kadar cesaretsiz ya da işlevsiz görünürse görünsün herkes, herhangi bir noktada olduğundan daha iyi olabilir.
Adleryen Psikoterapi Süreci
Birçok psikolojik bozukluk veya akıl hastalığının tedavisinde uygulanabilen kanıta dayalı bu yaklaşım, bireylerin ihtiyaçlarına en uygun şekilde diğer yaklaşımlarla birlikte de kullanılabiliyor. Adleryen yaklaşım çocuklarla, ergenlerle, yetişkinlerle, bireylerle, çiftlerle, ailelerle veya diğer gruplarla uygulanabiliyor.
Süreç 4 ana başlıktan oluşuyor:
1. Etkileşim
Hasta ve terapist arasındaki ilişkinin geliştirilmesini içeriyor. Terapist destekleyici, cesaretlendirici ve empatiktir; bu da işbirliğine dayalı bir ortaklık kurulmasına yardımcı olur. Bu ikili, hastanın zorluklarını ele almak için birlikte çalışır.
2. Değerlendirme
Hastanın mevcut zorluklarını anlamak için geçmişi hakkında bilgi edinmeyi içerir. Adleryan terapi, doğum sırasının ve erken çocukluk anılarının etkisini vurgular; ancak terapist ayrıca hastanın aile dinamiklerini, önemli geçmiş deneyimlerini ve çeşitli düşünce kalıplarının doğasını ve kökenlerini anlamaya çalışabilir.
3. İçgörü
Hasta hakkında daha fazla bilgi edindikten sonra içgörü, hastanın neden böyle davrandığını ortaya çıkarmayı ve hastanın kendisini ve içinde bulunduğu koşulları farklı bir şekilde görmesine yardımcı olmayı içerir. Terapist, hastanın bakış açısını keşfetmek için sorular sorar ve onu daha fazla farkındalık ve anlayışa doğru yönlendirir. Terapist, hastanın geçmişinin bugününü nasıl etkilediği ve yararsız veya işlevsiz eğilimlere neyin neden olabileceği hakkında kendi yorumlarını sunabilir.
4. Yeniden Yönlendirme
Değişimi içeren kısımdır. Terapist, hastanın daha esnek ve uyarlanabilir düşünme biçimlerini teşvik eden ve seansta kazanılan yeni içgörüleri güçlendiren stratejiler geliştirmesine yardımcı olur.
Adlerci bir terapist tabii ilk bölümde konuştuğumuz prensiplere sahip olup, üzerine de psikoterapi sürecindeki teknikleri uyguluyor. Terapi ekolü, aslında bir teknik; terapist de bunun uygulayıcısı. Dolayısıyla ekol, yalnızca bir kuramdan ibaret değil; bir dünya görüşünü ve karakter yapısını da temsil ediyor. Müziğin sesini duymayıp, dans edenleri deli sanan birinin sanat terapisti olmasını bekleyebilir miyiz?
Bitirirken
1- Bültene dair görüşlerinizi, aşağıdaki tek soruluk formu doldurarak ya da bu maili cevaplayarak belirtebilirsiniz:
2- Bu psikoloji bültenini seveceğini düşündüğünüz kişiler varsa, kopyalayıp onlara kolayca iletebileceğiniz link aşağıda:
3- Bülten aboneliğinden ayrılmak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.
4- Önceki sayıları okumak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.
5- Psikoterapi serisinin ilk sayısı için, buraya tıklayabilirsiniz.
Haftaya pazar kahvaltı saatlerinde görüşmek dileğiyle,
Psikolojiye koşullu kalın.
PK | Umutcan
Kaynaklar
Bloglar
Adlerian Therapy: https://www.psychologytoday.com/us/therapy-types/adlerian-therapy
Kitaplar
Wedding, D., & Corsini, R. J. (2013). Current psychotherapies. Cengage Learning
Sözlükler
Çeviride kullandığım AI sözlük: https://www.deepl.com/translator
Videolar
Reply