- Pavlov Psikoloji
- Posts
- Pavlovun Köpeği #005
Pavlovun Köpeği #005
Psikoterapi Serisi 1: Hipokrat'ın Üstüne Yemin Et!
Psikolojinin alt alanlarından klinik psikolojinin bir uygulaması olan psikoterapide büyük sorunlarımız var.
Türkiye’de sosyoekonomik durumun ekseriyetle düşük olması, psikoterapi hizmetine erişimi zorlaştırıyor. Dahası bu durum, psikoterapi hizmetinin bir lüks olarak algılanmasına yetiyor.
Çocuklar Duymasın ile başlayıp Kırmızı Oda ile devam eden, içinde ‘’psikolog’’ geçen dizi furyası alanı o kadar popülerleştirdi ki, insanlar evini arabasını satıp psikoloji lisansına yatırmaya başladı.
Hukuksuzluk, denetimsizlik ve kalitesizlik paçalarımızdan damlıyor.
Üzerine sahte psikologlar, kuantum bioenerji koçları ve terapistleri (?), psikolojiyi ne kadar itibarsızlaştırabiliriz diye oturup, düşünüp, harekete geçmiş gibiler.
Onlar için Hipokrat falan hikaye, zaten ''Önce zarar verme'' kuralı diye bir şey de yok. Çünkü ''Önce para.''
Bu psikologların mizahi bir versiyonunu After Life adlı dizide görebilirsiniz.
(Yeri gelmişken, psikoloji temalı şöyle güzel bir dizi izlemek istiyorum derseniz de Mindhunter’ı önerelim.)
Şöyle içerikler görüyoruz: ‘’Çok düşündüm, yaşam koçluğu mesleğinin bana uygun olduğuna karar verdim ve hemen danışan görmeye başladım.’’
Bu kişilere yöneltmek istediğimiz bir soru var: ‘’Hayırdır, tam o sırada sizin eve Aristo mu geldi de böyle bir karar verdiniz?’’
Ek olarak, ‘’Psikoloji der ki…’’ ya da ‘’Psychology says…’’ şeklinde başlayan içeriklerin birçoğunun dayanağının olmadığını da açıkça söyleyelim.
Psychology says, the most important decision you make is to be in a good mood.
— A Cup Of Psychology (@CupPsychology)
12:39 PM • Sep 9, 2022
Fakat, bu içerikler satıyor maalesef. Bir şeyleri kaçırma korkumuza(fomo) nasıl hitap edilir, işte böyle.
‘’Psikoloji diyorsa, doğrudur yahu!’’ deyip takibi yapıştırıyoruz.
Dezenfarmozyon çöplüğünde, sinyali gürültüden ayırmak ekstra efor gerektiriyor.
Bizim işimiz, psikolojik sağlığı sağlama çabasında olmak.
Bunu gerek içerikle, gerek terapiyle, gerek başka uygulamalarla yapmaya uğraşmak.
Ezcümle ya sesimizi çıkarmayıp, politik olmayıp, ‘’iyi biri’’ olacağız; ya da bu kötü niyetli insanlara iki kelime kelâm edeceğiz.
Seçim, bizim.
Önemli not: Eğer bu bültene kaydolmadıysanız, aşağıdaki buton üzerinden kaydolup, epostanız üzerinden doğrulama yapmayı unutmayın lütfen.
Bu hafta psikoterapi tarihine bakmaya cüret ettik. Başlamadan spot ışıklarını sözcüğümüze çevirelim:
haftanın kelimesi:
dezenformasyon: Fransızca kökenli. ‘’Yanlış bilgilendirme’’ anlamına geliyor. ‘’Bilgi, bilgilendirme’’ anlamlarına gelen ‘’information’’ kelimesinden türemiş.
Zil salya demek, salya ise öğrenme. Unutmamalı, sevgiyle anmalı. Hemen başlayalım 🛎
Psikoterapinin Tarihsel Temelleri
Adı psikoterapi değilken de insanlar, kendilerini etkileyen psikolojik bozuklukları iyileştirmenin yollarını arıyormuş. Şamanist toplumlarda yapılan şifa ritüelleri buna bir örnek. Bu yöntemler etki gösteriyor muydu bilinmez ama en azından bilimsel değillerdi. Onlara başımız ağrıdığında bir Aspirin almak kadar güvenemeyiz öyle değil mi?
Adını Apollon ve Koronis’in oğlu, sağlık tanrısı Asklepios’tan alan Asklepion adındaki yapılarda, uyku odaları bulunuyormuş. Hastaların istihare uykusuna yatırılması, su sesi, çamur kürü, şifalı su, hacamat, açlık tokluk kürleri, terapi ve müzik dinletisi uygulamaları yapılırmış ve hastalıklar tedavi edilmeye çalışılırmış.
Asklepion - Su sesiyle terapi iyi fikir.
Helenistik dönemin bu büyük sağlık merkezi, bugün İzmir sınırları içerisindeki Bergama (Pergamon)’da bulunuyor.
Ek bilgi: Bergama, anatomi, fizyoloji, farmakoloji, patoloji, nöroloji, felsefe ve mantık gibi birçok disiplini etkileyen doktor, cerrah ve filozof Galen’in de memleketi.
Hipokratın Üstüne Yemin Et!
Çalıştığı psiko-fizyolojik tedavi akışı içinde Hipokrat, maddenin bütün bileşimlerinin hava, toprak, su ve ateşten ibaret dört elementten oluştuğunu; sıcaklık, soğukluk, kuruluk, nemlilik olmak üzere dört de temel nitelik bulunduğunu kabul etmişti.
Tahtadan element mi olur?
Hipokrat'a göre, hastalıkların sebebi insan bedenindeki açık renkli safra, koyu renkli safra, kan ve mukusun bileşimindeki uyumsuzluktu. Onun bu paradigması, geçtiğimiz yüzyılda Hans Eysenck ve diğer psikologlar tarafından onaylandı.
Tıbbın babası olarak bilinen Hipokrat, tıbbın ilk kuralını da yazmıştı: ''Primum non nocere.'' (Önce zarar verme.) Hani şu bizim ülkemizde pek umursanmayan kural.
Hipokrat geleneği, ondan altı yüzyıl sonra yaşayan ünlü öğrencisi Galen'in zamanına kadar kesintisiz olarak devam etti.
Galen ise, Ruhun Tutkuları ve Hataları Üzerine adlı, psikolojik sorunlara nasıl yaklaşılacağını ve tedavi edileceğini tartıştığı bir kitap yazdı. Fakat, modern anlamda bir bilim alanı olarak psikoterapi, 18. yüzyıla kadar net bir şekilde ortaya çıkmayacaktı.
Dipnot: Galen'in bu kitabından el yazmalarını birleştirmişler, ilgilisi için kaynakçaya bıraktık.
Bilinçdışı
Leibniz
Bilinçdışının bilimsel çalışmasını Gottfried Wilhelm Leibniz’ın başlattığı düşünülüyor. Leibniz, bilinçaltı algıların günlük hayatımızdaki rolünü inceledi ve bilinçsiz düşüncede işleyen güçleri tanımlamak için ‘’dinamik’’ terimini kullandı.
Herbart
Bilinçdışıyla ilgili araştırmalara Johann Friedrich Herbart devam etti. Herbart, anıların, bilince ve bilinçdışına geçişini matematikselleştirmeye çalıştı. Uyumsuz fikirlerin birbirini itmesi ve bastırmasından kaynaklı, örtük fikirlerin bilince erişim için birbirleriyle mücadele ettiğini öne sürdü.
Herbart'ın düşünceleriyle ilgili bir şema.
Leibniz ve Herbart, çalışmalarında bilinçdışının anlaşılmasına önem atfeden 17. ve 18. yüzyıl bilim insanlarının göze çarpan örnekleri oldu.
Düşünmesek de Düşünüyoruz İşte
Zihnin asla uyumadığına, sürekli olarak çeşitli bilinçaltı seviyelerde çalıştığına ve kendi algıladığı sorun/ ihtiyaçlara sürekli çözümler aradığına dair kanıtlar var. Bunun canlı örnekleri arasında, aslında çözüm gerektiren bir sorunu düşünmediğinizde yapılan büyük keşifler sayılabilir. Leibniz'in fikirleri tam da bu keşifleri kapsıyor aslında.
Örneğin, 20. yüzyılın büyük matematikçilerinden olan Henri Poincaré, bir tatil yolculuğunda ünlü bir tramvaya binerken, gözünden kaçan bir matematik probleminin çözümü zihninde kendiliğinden belirdi. Bu tür faaliyetler aynı zamanda kişisel hayatımızın sıradan alanlarında da meydana gelebiliyor. Farkında olmayabiliyoruz.
Mesmer ve Schopenhauer Etkisi
Schopenhauer
19. yüzyılın başlarındaki en etkili ve yaratıcı düşünürlerden ikisi Franz Anton Mesmer ve Arthur Schopenhauer idi. Bu etkileri, Pierre Janet, Sigmund Freud, Alfred Adler ve Carl Gustav Jung'un tam teşekküllü sistemlerine dönüşen psikiyatri literatüründe görebiliyoruz.
Nobel ödüllü Thomas Mann, Freud'u okurken, Schopenhauer'in sonradan çevrilmiş halini okuduğuna dair ürkütücü bir duyguya kapıldığını gözlemlemiş. Diğer sistem kurucuların çoğu hakkında da benzer açıklamalar yapılabilir belki.
Mesmer
Hipnoterapinin öncüleri olarak kabul edilen Mesmer ve öğrencileri, Aydınlanma öncesi Avrupa'ya egemen olan şeytan çıkarma geleneğini etkili bir şekilde gözden düşürdü. (Mesmer bugün yaşasa, kuantum yaşam koçlarına ateş püskürürdü herhalde.)
🐶 Hipnoterapi: Yönlendirilmiş hipnoz veya klinik hipnoterapistin yardımıyla elde edilen trans benzeri bir odaklanma ve konsantrasyon durumu.
Mesmer, davranışı şekillendirmede bilinçdışının etkisini de vurguladı ve terapistin kişisel niteliklerinin etkisini açıkça gösterdi:
Somnambulizm (Uyurgezerlik)
Bilinçli farkındalığımız olmayan anıların seçici, çıkarımsal işlevi (bu daha sonra 1861'de Helmholtz tarafından yeniden doğrulandı)
Hastaların tedavi prosedürlerine olan güveninin önemi
konularını aydınlatarak Mesmer, çağın öncülerinden oldu.
Devamında, 19. yüzyılda zihnin nasıl çalıştığına dair üç farklı araştırma akımı ortaya çıktı:
Sistematik, laboratuvar deneycileri
Doğa filozofları
Klinisyen araştırmacılar
Bu akımlardan ilkiyle ilgili de hızlıca fikir sahibi olalım, ardından bu haftaki sayıyı sonlandıracağız.
19. Yüzyılda Psikoterapi Bilimi
1. Doğa Bilimleri Deneycileri
Gustav T. Fechner ve Herman von Helmholtz gibi 19. yüzyılın en büyük bilim insanlarından bazıları, bilişsel bilim alanında çığır açıcı araştırmalar yaptı.
🐶 Bilişsel bilim: Zihnin ve zihinsel süreçlerin anlaşılmasında; bilişsel psikoloji, zihin felsefesi, epistemoloji, antropoloji, psikodilbilim, nörobilim ve bilgisayar biliminin bilgi ve tekniklerini bütünleştiren multidisipliner bilim alanı.
Fechner
Bazen yolculuklarda kafamızı cama yasladığımızda yaşadığımız uyanıklık ve uyku hallerinin, özellikle de rüya halinin tiyatrolarını ayrıştırarak işe başladı Fechner.
Bilinçaltının zihnin bir alanı olarak var olduğu gün gibi ortadaydı. Bir anıyı hatırlamakta zorlanan ve başaran herkes, her zaman kolayca erişilemeyen bilgiyi elinde tuttuğunu biliyordu. Bu bilgi, beynin bir yerinde kirada oturuyor gibiydi.
1850'lerin sonlarında yaptığı psikofizik deneylerinde Fechner, fikirlerin bilinçdışından tam farkındalığa geçmesi için gereken psişik uyarımın yoğunluğu ile sonuçta ortaya çıkan algıyı ölçmeye çalıştı.
🐶 Psikofizik: Uyarıcının fiziksel özellikleri (meselâ: sesin frekansı) ile bu özelliğe ilişkin öznel algısı (örneğin: sesin perdesi yani tizlik-peslik derecesi) arasındaki ilişkiyi inceleyen psikoloji dalı.
Helmholtz
1861'de başka bir deneyci olan Helmholtz, "geçmişimizin bize nesne hakkında öğrettiklerinin bir tür anlık ve bilinçsiz yeniden inşası" olarak algıladığı "bilinçdışı çıkarım" fenomenini keşfetti. İnsan görüşü (vision) ve duyuşu (audition) üzerine psikofizik çalışmalarıyla ünlü bir amcamız.
Laboratuvar temelli bu bilim insanlarının ruhu ve yaklaşımı tüm Avrupa'da yankılandı. Psişik mentalist geleneğin aksine, organikçi bir gelenek oluştu. Freud'un akıl hocalarından bazıları - Ernst Brücke ve Theodor Meynert - organikçiydi.
Organikçiler, yüzyıl boyunca psikiyatrik bozukluklara çözüm bulmak için hararetle çalışsalar da, 20. yüzyılın zirvesindeki Emil Kraepelin, sonunda beyaz bayrağı kaldırdı ve 50 yıllık sıkı çalışmanın tıbba, psikiyatrik bozuklukları anlamak veya tedavi etmek için çok az araç sağladığını kabul etti.
🐶 Emil Kraepelin, modern psikiyatrinin kurucusu olarak kabul ediliyor.
Kraepelin, çoğu akıl hastalığının biyolojik kökenleri olduğuna inandı. Dikkatini hastalıkları sınıflandırmaya (örnek: alzheimer), titizlikle tanımlamaya (örnek: şizofreni), seyrini şemalaştırmaya ve devam eden prognozlar için kriterler oluşturmaya yönelten Kraepelin, psikolojik/psikiyatrik sağlık çalışanlarının Kur’an-ı Kerim’i, çağdaş Teşhis ve İstatistik El Kitabı (DSM) için bir paradigma oluşturmuş oldu.
🐶 Prognoz: Hastalık ya da bozukluğun olası gelişimine ya da uygulanan tedavinin sonuçlarına ilişkin öngörü. Bu öngörü, hastalık belirtilerinin ortadan kalkmasını, kötüleşmeyi, durağanlaşmayı, yani süreci kapsıyor.
Bir sonraki sayıda, 19. yüzyılda zihnin nasıl çalıştığına dair doğa filozofları ve klinisyen araştırmacılar neler yapmış, kuşbakışı izleyeceğiz.
Bitirirken
1- Bültene dair görüşlerinizi, aşağıdaki tek soruluk formu doldurarak ya da bu maili cevaplayarak belirtebilirsiniz:
2- Bu psikoloji bültenini seveceğini düşündüğünüz kişiler varsa, kopyalayıp onlara kolayca iletebileceğiniz link aşağıda:
3- Bülten aboneliğinden ayrılmak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.
4- Önceki sayıları okumak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.
Haftaya pazar kahvaltı saatlerinde görüşmek dileğiyle,
Psikolojiye koşullu kalın.
PK | Umutcan
Kaynaklar
Kitaplar
Harkins, P. W., & Riese, W. (1963). Galen on the Passions and Errors of the Soul. The Ohio State University Press.
Leahey, T. H. (1987). A history of psychology: Main currents in psychological thought. Prentice-Hall, Inc.
Wedding, D., & Corsini, R. J. (2013). Current psychotherapies. Cengage Learning.
Bloglar
Fotoğraflar
Asklepion görselleri, Flickr'daki Ne_Oblivisaris ve Adam Jones adlı kullanıcılardan alındı.
Sözlükler:
Dezenformasyon: https://www.nisanyansozluk.com/kelime/dezenformasyon
Reply