Pavlovun Köpeği #002

''Hepsini Bulucam'' - Şema Terapi ve İmgede Yeniden Senaryolama

Bu sayıyı her nerede okuyorsanız orada, vücudunuzu serbest bırakın, kaslarınızı kasmayın, gevşeyin ve rahatlayın.

Periyodik nefesler alın.

Gözlerinizi kapatın.

Oturduğunuz sandalyeyi, ayağınızın bastığı zemini, teninizin değdiği yüzeyleri, ortamın sıcaklığını ve kokusunu hissedin.

Odaklanın ve zihninizdeki bu imajda kalmaya çalışın.

Bugün, tatil gününüz. Tek başınıza bir yürüyüşe çıkıyorsunuz.

Hava çok güzel, ne sıcak ne de soğuk.

Rüzgârın esintisi, güneşin ışıkları içinizi hoş ediyor.

Yaşamaktan keyif aldığınızı anlıyorsunuz.

Sahile inmek istediniz, epey kalabalık var burada.

Köpekleriyle gezen çiftler, piknik yapan aileler, çocuk sesleri…

Yürümeye devam edin.

Kalabalığın arasında, tek başına oynayan bir çocuk fark ettiniz.

O da sizi gördü.

Yanına gidin.

Size gülümsedi, şimdi siz de ona.

Omzuna dokunun.

Göz göze geldiniz.

Bu çocuk, sizin çocukluğunuz. O’na ne söylemek istersiniz?

Nutkumun tutulduğu, gözlerimin dolduğu bir sempozyuma katıldım geçtiğimiz yaz. Hollandalı ileri düzey şema terapisti, eğitmeni ve süpervizörü Remco van der Wijngaart’ın İmgede Yeniden Senaryolama oturumunda, girişteki egzersizi yapmak bana biraz ağır geldi. Sağaltıma epey ihtiyacımın da olduğu bir dönemdi; psikoterapiye başlayacağım deyip bir türlü başlayamıyordum. Bazen, o sizi bulur.

Bu haftaki bültende şema terapiye dair genel bir bakış atacağız ve bu psikoterapi ekolünde kullanılan bir tekniğe değineceğiz.

Ziller yukarı lütfen, hav hav, başlıyoruz.

Önemli not: Eğer bu bültene kaydolmadıysanız, aşağıdaki buton üzerinden kaydolup, epostanız üzerinden doğrulama yapmayı unutmayın lütfen.

İmgede Yeniden Senaryolama

Bülteni okuduğunuz cihazın gözyaşlarıyla dolmasını istemeyiz; dolayısıyla çok derinlere girmeden bu oturumdan öğrendiğim, ufkumu genişleten bir bilgiyle devam edelim.

Nörobiyolojik bir araştırmaya göre, gözlerimizi kapatıp belirli imajlar görmeyi hayal ettiğimizde, beynimizde görmeye dair uyarılan kısımlarla hemen hemen aynı yerler uyarılıyor.

İmgede yeniden senaryolama, şema terapide duygu odaklı bir yaklaşım. Terapistin burada asıl uğraşı, danışanın/hastanın zihnindeki imgeleri değiştirmek:

  • İmgeler, beyindeki belirli duyusal bilgilere yanıt veren duygusal sistemleri harekete geçiriyor.

  • İmgeler, beyinde görüntüyü algıladığımızda aktif olan alanlarla aynı bölgeleri harekete geçiriyor.

  • İmgeler, duygusal deneyimlerden oluşan otobiyografik bellek öğelerini kullanıyor.

Psikolog/ Psikoterapist Terasa Remoli'nin websitesinden

Dolayısıyla, ‘’ İmgeler = Duygu ’’ diyor Remco van der Wijngaart. Bu iddiasını da, 2015’te Conway & Loveday tarafından yazılan ‘’Hatırlama, Hayal Etme, Yanlış Anılar ve Kişisel Anlamlar’’ isimli bir makalenin giriş cümlesine atıfta bulunarak ortaya koyuyor:

‘’İnsanlar hatırladıklarında hayal ederler ve hayal ettiklerinde hafızalarını kullanırlar.''

Bu kez özelden genele gidiyoruz.

Şema Terapi’de uygulanan tekniklerden biri olan, Türkçe çevirisiyle ‘’imgede yeniden senaryolama’’ tekniğini biraz kurcaladık. ( imagery rescripting )

Konuya ilgi duyanlar için, Remco van der Winjngaart’ın Imagery Rescripting: Theory and Practice adında bir kitabı bulunuyor.

Merceğimizi genişletelim şimdi.

Şema Terapi

Terk edildik, istismar edildik, gereğinden fazla korudular bizi, hiçe sayıldık, yoksun bırakıldık ya da eleştirildik. Bunu birbirimize biz yaptık ve şemalarımızın mimarı bizleriz, insanlar.

Şemalar, düşünce, duygu, davranış ve ilişki kurma biçimlerimizi etkiler, diyor Jeffrey Young. Şema kavramını bilişsel davranışçı terapinin kurucusu Aaron Beck ortaya atsa da, şema terapi Young’ın eseri.

🐶 Şema, çocukluktan başlayan ve yaşam boyunca sürekli tekrar eden kalıplardır.

Şema terimi, bilginin hafızamızda tematik olarak sıralandığını ifade eden veri işleme teorisinden geliyor. Buradaki fikir, deneyimlerin yaşamın ilk yıllarından itibaren şemalar yoluyla otobiyografik belleğimize kaydedilmesi üzerine kurulu.

(Bellek üzerine ayrı bir sayı hazırlamanın notlarımın arasında olduğunu hatırlatmak istedim.)

Şemalar insanlara regülasyon, yorumlama ve tahmin etme yetenekleri sağlayan filtreler aslında. İnsanlar, kendilerini, başkalarının davranışlarını ve dünyadaki olayları daha iyi anlamalarına yardımcı olan şemalar geliştiriyor kendilerine. Bir nevi uçuk virüsü, ten rengi ya da çekik göz gibi.

🐶 Regülasyon: İnsanların duygu, düşünce ve davranışlarını düzenleme becerileri. “Özdüzenleme” şeklinde geçiyor.

Kişilik sorunları olan insanlar, uyumsuz şemalar geliştiriyor ve bu nedenle hayatın getirdikleriyle daha zor baş ediyorlar. Young’a göre bu uyumsuz şemalar, çocuğun mizacı, ebeveynlerin tarzı gibi etmenlerden kaynaklanıyor.

Psikolojide birçok fikrin gelip bir şekilde dayandığı, Bowlby’nin Bağlanma Teorisi’nin de önemli rol oynadığı bir kişilik ve psikopatoloji modelini yaratıyor Young şema terapi ile.

Şema Terapi’nin etiyolojik modeli, çocukluğun normal, sağlıklı gelişim gereksinimleri karşılanmadığında erken dönem uyusuz şemaların geliştiğini varsayıyor.

🐶 Erken dönem uyumsuz şema, kendimiz, dünya ve diğer insanlar hakkında koşulsuz ve uyumsuz inançları içeren psikolojik yapılara verilen isim.

Young’a göre çocukluğumuzun temel ihtiyaçları:

  • Diğerlerine güvenli bağlanma

  • Gereksinimlerini ve duygularını ifade etme özgürlüğü

  • Hareket özgürlüğü, yeterlilik ve kimlik algısı

  • Kendiliğindenlik ve oyun

  • Gerçekçi limitler ve özdenetim

Arntz ve arkadaşları, 2021 yılında şema terapinin yeniden formüle edilmiş bir teorisini yayınladıkları makalede yukarıdakilere iki ihtiyaç daha eklenmesini önerdi:

  • Öz-uyum

  • Adalet

Uyumsuz şemalar erken çocukluk döneminde uyum sağlayıcı olsalar da, koşullar tarafından desteklenseler de, gelişimsel süreçlerin sağlıklı bir şekilde tamamlanmasının önünde engel teşkil ediyorlar.

Geldik en zevkli bölüme: Şemalarımızı bulacağız. Yaşam koçuna, burç yorumuna benzemez; gerçekçidir, acıtır. Haydi yapalım şu işi.

Young’ın Bahsettiği 11 Şema

1- TERK EDİLME

Güvendiğiniz kişilerin sizi bırakıp gideceği, geri dönmemecesine evden ayrılacağı ya da başka birini tercih ettikleri için sizi terk edeceği hissiyatıdır.

Bir şekilde tek başınıza kalacağınızı düşünürsünüz yani. Bu inanç yüzünden yakınınızdaki insanlara yapışabilir ve onları kendinizden uzaklaştırabilrsiniz.

2- KUŞKUCULUK ve KÖTÜYE KULLANILMA

Size göre insanlar maddi ya da manevi zarar vericidir. Bu şema sizde varsa, kuşkuculuk sizin kalkanınız olur. Ya ilişki kuramazsınız ya da kurduğunuz ilişkiler çok yüzeysel olur; çünkü hep şüphe içinde, arkanızdan vurulacağınızı düşüncesinde olursunuz.

3- BAĞIMLILIK

Hayatınızı başkalarının yardımı olmadan sürdüremezsiniz. İlerlemek için sürekli arkadan ittirilmeye ihtiyacınız vardır. Çocukluğunuzun bağımsız davrandığınız dönemlerinde hep engellenmiş/ yetersiz hissettirilmiş olabilirsiniz.

Yetişkinliğinizde, arkanızı yaslayabileceğiniz ‘’güçlü’’ figürlerin sizi kontrol etmesine izin verirsiniz. Kendi başınıza hareket edemezsiniz; diğerlerinden geridesinizdir.

4- DAYANIKSIZLIK

Dünyada kendinizi güvende hissetmez, her an bir felaketin sizi bulacağı korkusuyla yaşarsınız. Çocukken dünyanın tehlikeli bir yer olduğu size hissetirilmiş olabilir. Muhtemelen ebeveynleriniz size karşı aşırı korumacı davrandı; bu yüzden büyük ve gerçek dışı korkulara sahipsiniz.

5- DUYGUSAL YOKSUNLUK

Sevilme ihtiyacınızın başkaları tarafından yeteri kadar karşılanamayacağı inancına sahipsiniz. Ya soğuk/ fedakar olmayan insanları çekici bulursunuz ya da siz soğuksunuzdur ve fedakar değilsinizdir; bu durum kaçınılmaz olarak tatmin etmeyen ilişkiler kurmanıza sebep olur.

6- SOSYAL İZOLASYON

Siz bir tarafta, diğer insanlar bir tarafta gibidir. Çocukken akran zorbalığına maruz kalmışsınızdır. Muhtemelen bir arkadaş grubuna ait değildiniz. Yetişkinliğinizde arkadaş edinmekten kaçarak, grupların içine girmeyerek kaçınarak bu şemayı sürdürebilirsiniz.

Bu şemanın her zaman dışarıdan gözlemlenemeyebileceğini de ekleyelim. Samimi durumlarda rahat ve sosyal olabilirsiniz; toplu alanlarda ya da işte kaygılarınız arttığından şemanız tetiklenebilir.

7- KUSURLULUK

İçinizde bir şeyler size ‘’Eksik ve kusurlusun.’’ der. İnsanlara yakınlaştıkça, kusurlarınızın ortaya çıkacağını düşünürsünüz. Çocukken, ailenizde kendiniz olduğunuz için saygı gördüğünüzü hissettiğiniz olmadı.

‘’Kusurlarınız’’ yüzünden eleştiri yediniz; sevilmeye değer bulmadınız kendinizi. Size yakın olan insanların size değer verdiğine bir türlü inanamıyorsunuz. Bu yüzden reddedilmeyi bekliyor gibi.

8- BAŞARISIZLIK

Okulda - işte - sporda yetersiz olduğunuzu düşünüyorsunuz; yaşıtlarınız, sizden daha başarılı. Çocukken, başarı konusunda yetersiz hissetirilmiş olabilirsiniz. Size aptal, tembel ya da yeteneksiz dendi.

Yetişkinliğinizde, başarısızlıklarınızı abartıp, başarılarınızı küçük görerek şemayı devam ettiriyorsunuz.

9- BOYUN EĞİCİLİK

Kendi istek ve gereksinimlerinizi, başkaları uğruna feda ediyorsunuz. İtaat etmezseniz yargılanacağınızı, kendi isteğinizi söylerseniz ise karşınızdakini kıracağınızı düşünürsünüz. İki arada bir deredesiniz.

Muhtemelen çocukken bir ebeveyniniz sizi kontrol altına aldı. Yetişkinken yaşadığınız ilişkilerde de bu kontrolün altına giriyorsunuz ya da zarar görmüş kişilerle ilişkiye girip verdiklerinizin karşılığını göremiyorsunuz.

10- YÜKSEK STANDARTLAR

Kendiniz ile ilgili çok yüksek arzuların peşinde çabalıyorsunuz: Statü, para, başarı, güzellik, düzen, mutluluk, zevk, sağlık, başarı. Fark edilmek istiyorsunuz. Yargılayıcısınız; kendiniz için istediklerinizi başkalarından da bekliyorsunuz. Çocukken en iyi olmanız beklendi, başka bir yol size gösterilmedi. Bu yüzden, sizce yaptığınız hiçbir şey yeterince iyi değil.

11- HAKLILIK

Kendinizi ayrıcalıklı hissediyorsunuz. İstediğinizi hemen almak, tartıştığınızı hemen yenmek peşindesiniz. Sizin için haklı olmak, gerçekten daha önemli.

Çocukken şımartılmış olabilirsiniz. Kendinizi kontrol etmeniz sizden istenmedi; disiplin nedir bilmiyor olabilirsiniz. Yetişkinliğinizde de istediğinizi alamadığınızda sinirleniyorsunuz.

Bitirirken

1- Bülten nasıl gidiyor, görüşlerinizi almaya önem veriyoruz. Ayırabileceğiniz 30-40 saniyeniz olursa tek soruluk bir geri bildirim formu hazırladık:

2- Bu psikoloji bültenini seveceğini düşündüğünüz kişilere iletmek isterseniz, onlara kopyalayıp atabileceğiniz link aşağıda:

3- Bülten aboneliğinden ayrılmak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.

Haftaya pazar kahvaltı saatlerinde görüşmek dileğiyle,

Psikolojiye koşullu kalın.

PK | Umutcan

Kaynaklar

Akademik Makaleler

Arntz, A., Rijkeboer, M., Chan, E., Fassbinder, E., Karaosmanoglu, A., Lee, C. W., & Panzeri, M. (2021). Towards a reformulated theory underlying schema therapy: Position paper of an international workgroup. Cognitive Therapy and Research, 45(6), 1007-1020.

Brewin, C. R., Gregory, J. D., Lipton, M., & Burgess, N. (2010). Intrusive images in psychological disorders: characteristics, neural mechanisms, and treatment implications. Psychological review , 117(1), 210.

Conway, M. A., & Loveday, C. (2015). Remembering, imagining, false memories & personal meanings. Consciousness and cognition, 33, 574-581.

Holmes, E. A., & Mathews, A. (2010). Mental imagery in emotion and emotional disorders. Clinical psychology review, 30(3), 349-362.Chicago

Masley, S. A., Gillanders, D. T., Simpson, S. G., & Taylor, M. A. (2012). A systematic review of the evidence base for schema therapy. Cognitive behaviour therapy, 41 (3), 185-202.

Thirion, B., Duchesnay, E., Hubbard, E., Dubois, J., Poline, J. B., Lebihan, D., & Dehaene, S. (2006). Inverse retinotopy: inferring the visual content of images from brain activation patterns. Neuroimage, 33 (4), 1104-1116.

Kitaplar

Young, J. E., Klosko, J. S., Karaosmanoğlu, H. A., Tuncer, E., Kohen, S., & Güler, D. (2012). Hayatı yeniden keşfedin. Psikonet.

Videolar

Regülasyon (Özdüzenleme) | Gelişim Psikoloğu Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk: https://youtu.be/kNXRuz_j6GQ

Sempozyumlar

ISST Şema Terapi Sempozyumu | Hazine Eğitim (Şema Terapi Türkiye)

Bizi sosyal medyada takip edin:

Reply

or to participate.