Pavlovun Köpeği #031

523 okuyucumuza 6 Mayıs sabahından selamlar 👋

30 küsür haftadır kesintisiz devam ettirdiğimiz Pavlovun Köpeği bültenine gelecek haftadan itibaren küçük bir ara vereceğiz.

Harcadığımız çabayı zihnimizde anlamlandırabilmek için bazen bir adım geri çekilip uzaktan bakmak gerekiyor.

Haziran ayında kaldığımız yerden devam etmeyi planladık 🐶

Sayının sonundaki formda gelecekte bültende neler görmek istediğinizi bize bildirmeyi ihmal etmeyin.

Bizi web üzerinden okuyan okuyucularımız için kısa hatırlatmamızı yapıp havlamaya başlayalım o zaman:

Öğrenme / Bilişsel

Psikiyatrist Hakan Türkçapar, Haber Global'e verdiği demeçte sosyal medya bağımlılığı ve kaygı arasındaki ilişkiye değindi. Sosyal medyada beğenilme kaygısının herkeste bir düzeyde var olduğunu söyleyen Türkçapar, kişinin bir şeyleri arada sırada yapmasının bağımlılık olmadığını, sosyal medya ya da telefona belli sürelerle bakmanın normal olduğunu fakat bu eylem çok zaman aldığında, zihni çok meşgul ettiğinde ve bakılmadığı zamanlarda rahatsız olunduğunda, o zaman bağımlılık anlamına geldiğini ifade etti.

Bizim buradaki kullanım önerilerimiz: Uygulamaların ''kullanım süresi'' özelliğini aktif hale getirmek, eğer bu özellik yoksa da uygulamalara kısıtlama getiren harici mobil uygulamalar indirmek ve bunları kullanmak. Ayrıca, gönderileri oluşturduğumuz an hemen yayınlamak yerine schedule etmek (ileri tarihe kurmak, planlamak) iyi bir tercih. Böylelikle kontrolü elimize alabiliriz ve gelen tepkilere de kendi belirlediğimiz bir zamanda dönüş yapabiliriz.

Örgütsel / İş

Haftalık çalışma süresinin azalışına dair birçok ülke değişikliklere gitmiş, İngiltere bu konu üzerine analizler yapıp tükenmişliğin azaldığını dahi yayınlamıştı. Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Vedat Bilgin, Memur-Sen Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmasında Türkiye'de de çalışma saatinin düzenlenebileceğine dair ipuçları verdi.

Corporate Wellness Magazine, evden çalışanlar için sağlıklı kalma önerilerini paylaştı:

Bir Rutin Oluşturmak

Düzenli çalışma saatleri ve molaları içeren bir rutin oluşturmazsanız, daha uzun saatler çalışmaya, daha az mola vermeye ve iş-yaşam dengesini koruyamamaya yol açabilir.

Sınırlar Belirlemek

İş zamanı ile kişisel zamanı ayıran sınırlar belirlemezseniz, iş ve özel hayat arasındaki çizgiler bulanıklaşarak tükenmişliğe ve strese neden olabilir.

Bağlantıda Kalmak

Uzaktan çalışırken izole olduysanız, yalnızlık ve kopukluk duyguları hissedebilirsiniz. Sosyal bağlantıları sürdürmek için iş arkadaşlarınızla, arkadaşlarınızla ve ailenizle bağlantıda kalmak çok önemlidir.

Mola Vermek

Bilgisayar başındayken kendinizi işe kaptırmak ve mola vermeyi unutmak kolaydır. Ara vermeyi ihmal ederseniz fiziksel ve zihinsel sağlığınız olumsuz etkilenebilir.

Kişisel Bakıma Öncelik Vermek

Okumak, egzersiz yapmak veya müzik dinlemek gibi size neşe ve rahatlama getiren faaliyetlere zaman ayırmak yeniden şarj olmanıza ve olumlu bir bakış açısını korumanıza yardımcı olur.

Destek Aramak

Uzaktan çalışma, mevcut ruh sağlığı sorunlarını daha da kötüleştirebilir ve hatta yeni sorunlara neden olabilir. Bir ruh sağlığı uzmanına ulaşmaktan veya güvendiğiniz bir arkadaşınızla ya da aile üyenizle endişeleriniz hakkında konuşmaktan çekinmeyin. Ayrıca çalıştığınız kurumdan psikolojik destek için bir yan hak talep edebilirsiniz.

Klinik / Sinirbilim

Nature Neuroscience dergisinde yayınlanan çalışmaya göre, semantik kod çözücü adı verilen yeni bir yapay zeka sistemi, fMRI yöntemiyle insanın aklından geçen düşünceleri okuyabildi. Teksas Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından geliştirilen sistem, zihinsel olarak bilinçli ancak fiziksel olarak konuşamayan, örneğin felç geçirerek güçten düşmüş kişilerin tekrar anlaşılır bir şekilde iletişim kurmalarına yardımcı olabilir.

Sinirbilimcilerden oluşan bir ekip, prefrontal kortekste esnek davranışı mümkün kılan ve hatalı çalıştığında şizofreni ve bipolar bozukluk gibi durumlara katkıda bulunabilen özel bir nöron sınıfı keşfetti.

Kişilik / Sosyal

The Anxious Achiever isimli kitabın yazarı Morra Aarons-Mele, yüksek başarılıların kaygılarını nasıl yendiğine dair yazdığı bu kitap üzerine bir de yazı kaleme aldı. Mele yazısında, psikolojide bilişsel çarpıtma diye geçen, düşünme hataları ya da düşünce tuzakları da denen ve otomatik olarak ortaya çıkacak kadar kökleşmiş, doğru olmayan, olumsuz önyargılı bu düşünce kalıplarına yenik düştüğümüzü ifade ediyor. Net bir şekilde göremediğimiz bu düşüncelerin, etkili bir şekilde iletişim kuramama veya gerçeğe dayalı iyi kararlar alamama gibi sonuçlara sebep olduğunu söylüyor.

Mele'in ilk adım önerisi bu düşünce tuzaklarından hangisine yakın olduğumuzu anlamak ve hangilerine yatkın olduğumuzu belirlemek.

Yeni bir inceleme, komplo inançlarına karşı koymak için yalnızca bazı yöntemlerin etkili olduğunu ortaya koyuyor.

Komplocu düşünceye karşı koyma girişimleri üzerine yapılan araştırmaların gözden geçirildiği bu çalışmada, karşı argümanlar ve doğruluk kontrolü içeren yaygın stratejilerin insanların inançlarını değiştirmede büyük ölçüde başarısız olduğu tespit edildi. Komplocu düşünceyle mücadele etmenin en umut verici yolları, insanları belirli bir komplo teorisi hakkında önceden uyarmak ya da onlara kalitesiz kanıtları nasıl tespit edeceklerini açıkça öğretmek gibi önlemleri içeriyor gibi görünüyor.

Komplo teorileri karşı koymak isteyen bireyler için bu yeni derlemenin yazarları bazı ipuçları veriyor:

• Duygulara hitap etmeyin. Araştırma, duygusal stratejilerin inancı değiştirmek için işe yaramadığını gösteriyor.

• Olgusal tartışmaların içine çekilmeyin. Yazarlara göre, bir komplo teorisinin gerçekleri ya da belirli bir komploya inanmanın sonuçları üzerine yapılan tartışmalar da pek bir fark yaratmıyor.

• Önlemeye odaklanın. En iyi stratejiler, insanların belirli bir inanca maruz kalmadan önce güvenilir olmayan bilgileri ve güvenilmez kaynakları tanımalarına yardımcı olmayı içeriyor gibi görünüyor.

• Eğitim ve analizi destekleyin. İnsanları analitik bir zihniyete sokmak ve onlara bilgiyi nasıl değerlendireceklerini açıkça öğretmek, komplo tavşan deliklerine karşı en koruyucu yöntem olarak görünüyor.

Küçük bir not: Pavlovun Köpeği bülteninde 20 sayılık bir psikoterapi serisi yayınlamıştık. Bu sayıları düzenleyerek blogumda bir araya getirdim ve Psikoterapi Tarihi, Düşüncesi ve Ekolleri başlıklı 13 bin kelimelik bir yazı oluştu. Sürekli güncelleyerek bir kılavuz haline getirmek istediğim bu yazının faydalı olmasını umuyorum. İçindekiler kısmı görselde.

Son Sözler

1- Bültene dair görüşlerinizi, aşağıdaki tek soruluk formu doldurarak belirtebilirsiniz:

https://tally.so/r/3jaN21

2- Bültenin linkini sosyal medyada paylaşarak çabamıza eşlik edebilirsiniz:

https://pavlovunkopegi.beehiiv.com/subscribe

3- Bülten aboneliğinden ayrılmak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.

4- Önceki sayıları okumak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.

Haftaya pazar kahvaltı saatlerinde görüşmek dileğiyle,

Psikolojiye koşullu kalın.

PK | Umutcan