Pavlovun Köpeği #013

Psikoterapi Serisi 9: On Beş Ego Savunma Mekanizması

Temel eğitimi öğretmenlik olmasına rağmen 27 yaşında Viyana Psikanaliz Enstitüsü'ne üye olarak kabul ediliyor. Psikanalitik kuramı çocukların davranış bozukluklarına uyguluyor, hatta bunun okulunu kuruyor. Bugün yaşansa ''Diploman nerede, sertifikan nerede, sen psikanalizi savundun!'' şeklinde tartışmalar olur muydu acaba. İlgili dernek üyeleri bir araya gelip linç eder miydi Anna Freud'u? Düalitede yaşamak bunu gerektirir çünkü; bir şey ya doğru ya yanlıştır, ya erdemli ya da ahlaksızcadır, ya 1 ya da 0'dır. Arada bir yerde kalan hiç düşüncemiz yok mu bizim? Nerede bu yetkililer, bu devlet? Bu insanlar nereye saçılacak? Hav hav, sakinim.

Yeni yılın son haftasından herkese merhaba. PK'nin içinden limonlu ıhlamur ağacı çıkması hasebiyle kendisi öncelikle 296 okuyucumuza tek tek sağlıklı bir yıl diliyor, hafif öne eğilerek bu seneki eşlikleri için teşekkürlerini sunuyor 🐶

Bir sonraki sayımız 2023'ün ilk gününde olacak. 1 Ocak gününe sizlerle bolca psikoloji kaynağı paylaştığımız güncel bir listeyle gelmek istiyoruz. Haydi başlayalım, 3 deyince 🛎

haftanın kelimesi:

Frankofon: 2022 Dünya Kupası'ndaki kültürel şölende kulağımıza çalınan bu sözcük, Fransızca'yı birinci veya bazen ikinci dili olarak kullanan bir nüfusa sahip olmak veya bu nüfusa ait olmak anlamına geliyormuş.

Ego Savunma Mekanizmaları

Anna Freud, psikanalizin ağırlık noktasını içgüdüsel dürtülerden ego savunmalarına kaydırdı demiştik. Nedir bu savunma peki ve neye karşı koruyoruz kendimizi?

Ağlamak ve durmadan konuşmak psikolojik tadilat sistemimize birer örnek ama biz diğer grupla ilgileniyoruz: Ego savunma mekanizmaları ile. Bizi sıkan, üzen, bozan durumlarda ''Yok kanka ya, seninle ilgili değil...'' diye durumu yadsımak ya da ''Ama o başlattı.'' gibi kendimizi haklı çıkarmak aslında bizi diğerlerine karşı koruyan ''ego'' savunma mekanizmaları. Böyle yaparak dengemizi korumayı amaçlıyoruz.

Bu - bir yönüyle antikırılgan olma- kendimizi koruma haline nasıl ulaşıyoruz;

1) duygularımızı yadsıyarak, olayları değişik şekilde algılayarak

2) olaylara duygusal katılımı azaltarak

3) tehlikeye karşı savaşarak

Birazdan değineceğimiz savunma mekanizmalarını da tek tek değil çoğu zaman grup halinde uyguluyoruz bu arada. Bu mekanizmaları çabaya yönelik davranışlardan ayıran nitelik bilinçdışında geliştirilip işlenmeleri, kişi farkında değil yani. Habersiz bir şekilde yaşıyoruz bu savunma mekanizmalarından Altan, habersiz.

Hepimiz benliğimizi korumak için bir parmak alıyoruz bu savunma mekanizmalarından ama bu tepkiler her zor durumda başvurduğumuz ilk araç haline gelir de bizim uyumumuzu daha da çok bozarsa o zaman nevrotik savunma mekanizması olmuş oluyor.

🐶 Nevrotik: Sorunları çözmek yerine görmezden geliyor, olayları sürekli yanlış yorumluyor ya da herkese olağan gelen durumlarda kaygıya kapılıyorsak nevrotik davranışlarımız var demektir. Nevrotik özellikli davranışlara sahip kişiler genelde kaygı içinde, mutsuz, suçluluk duyguları altında bir yaşam sürer.

Hep diyoruz, çare uyumlu ve dengeli bir benlik! Dişlilerden mekanizmaya gidelim, savunma mekanizmalarına. Ego savunma mekanizmalarının mucidi Sigmund Freud olsa da biz bu sayıda yer verdik konuya. Sebebi, Anna Freud'un bu mekanizmaları kuramının merkezine koyması ve bir adım ileri götürmesi. En çok da baskı mekanizmasına önem atfediyor. Bazılarına göz atalım. 

Baskılama

Tek amacımızın tatminsizlikleri bilinçten uzaklaştırmak olduğu bir savunma mekanizması. Anna Freud'a göre diğer tüm savunma mekanizmaları baskı mekanizmasıyla birlikte çalışır. Bastırmadan farkı, baskılamanın bilinç düzeyinde gerçekleşmesi. Umulmadık bir anda karşılaştığımız bir tehlikede -örneğin savaş alanında donakalan askerin onu korkutan duygularını baskılaması- geliştirdiğimiz karşı tepki bu mekanizmaya bir örnek.

Yadsıma - Düşleme

Anna Freud'un tanımladığı, daha çok çocukluk dönemine özgü olan bir mekanizma. ''Tehlikeyle baş edemiyorsan, onu yok say'' mantığıyla çalışır. İki türü var: İlki, davranışlarda yadsıma; ikincisi, düş yoluyla yadsıma. Küçük bir çocuğu yabancıların olduğu bir odaya getirdiğimizde, insanlarla göz göze gelebilecek cesareti bulana kadar dışarı doğru bakacaktır. Bu ilkine örnek. İkincisine örneği direkt Anna Freud veriyor: İnsanlardan ürken bir çocuğun, herkesi korkutsa da kendisiyle arkadaş olan bir aslanın varlığını düşlemesi. Mağaradaki hayvanını bul!

Fight Club filminden.

Rasyonalizasyon (Neden Bulma)

Kaygıyı azaltma çabasının yine merkezde olduğu bu mekanizmada iki savunma ögesi var: Kişinin davranışını haklı göstermesine yardımcı olan ve ulaşılamayan amaçlara dair hayal kırıklığını yumuşatan ögeler. Bir mağazadan çikolata aldınız, 100 metre yürüdünüz bir de baktınız başka bir mağazada aynı çikolata yarı fiyatına satılıyor. ''Yok ya, benimkinin fıstığı fazladır, hem yeni üretim benimki paketinden belli.'' dememiz neden bulma mekanizmasına bir örnek.

Yansıtma

Kendi eksikliklerinin sorumluluğunu başkalarına atfetmek/suçluluk duygu ve düşüncelerini diğer insanlara mâl etmek -dış odaklı olmak- bizim yansıtma mekanizması sayesinde kaygıdan kaçınma yollarımız. ''Ben çalıştım da, hoca düşük verdi ya...'' diyen bir lise öğrencisi yansıtma uygulamış oluyor.

İçleştirme

Birçok açıdan yansıtma mekanizmasının karşısında tabir ediliyor. Bu kez kişi ya da grubun özellik/inançlarını üzerimize alarak adeta bir parçamız haline getiriyoruz. Yansıtmada dış odaklıyız, içleştirmede ise iç odaklı; ilkinde dışarıya atfediyoruz, şimdi de kendimize.

Yer Değiştirme

Bir düşüncenin yoğunluğunun, bu düşünceden ayrılıp - orijinalinden daha düşük bir önemle de olsa - ilk düşünceyi çağrıştıran başka bir düşünceye geçmesi ile seyreden bir savunma mekanizması. Ofiste üstünüz geldi, hiç hak etmediğiniz bir konuda sizi azarladı. Yumruğunuzu sıktınız ama yutkundunuz, duygularınızı bastırdınız; eve gidince eşinizden/çocuğunuzdan çıkardınız. İt ite, it kuyruğuna yani.

Yüceltme

Dürtülerin cinsel doyumundan çok, bu doyumun uzağındaki bir ereğe doğru yönelmesini içeren savunma mekanizması. ''Hayır, sevişmeyelim, yalnızca kitap okuyalım sabahlara kadar anlıyor musun?'' gibi bir noktadır bu. Küçükken çok göstermeci bir çocuğun hayran olunan bir oyuncuya dönüşmesi, evvel zamandaki dürtülerin büyüyünce sosyal kabul gören davranış biçimlerine yüceltilmesine örnek.

Özdeşleşme

En kısa haliyle taklit ya da özenme yoluyla edinilen öğrenme süreçleri özdeşleşmedir. Çocukluktan ergenliğe geçişte insanların birbirlerini ait oldukları gruplara göre değerlendirdiğini fark ediyoruz. Bu yaşlarda sizden yaşça büyük bir kuzeninizin davranışlarına -her ne kadar bu davranışlar anlamsız olsa da- özendiğiniz, onun yaş grubuyla bir halı saha maçında ya da sinemada yer almak istediğiniz olmuştur.

Duygudaşlık - Boyun Eğme

Karen Horney, kaygıdan korunma yollarımızı 3'e ayırmış: İnsanlardan uzaklaşma, insanlara yaklaşma, insanlara karşıt tutumlar geliştirme. İnsanlara yaklaşma tutumlarını da 2 alt parçaya ayırabiliriz:

Duygudaşlık: ''Beni severlerse, beni incitmezler.'' düşüncesinden ileri gelen bir mekanizma. Zorla iyi, zorla güzel olmaya çalışma çabası diyebiliriz; amaç sevgiyi kazanmak.

Boyun Eğme: Anksiyete(kaygı) yoğunluğundan ötürü sevgiye inançsızlık duyulduğunda çevredeki insanların tümüne boyun eğerek güvenlik sağlanır.

Duygusal Soyutlanma

''Benim ilişkimde duygusallığa yer yok!'' diyen kişi, düş kırıklığına karşı gardını almıştır ve zedelemeye karşı bir savunma mekanizması geliştirmiştir.

Entelektüelizasyon (Düşünceleştirme)

Sigmund Freud'un yazılarında olmayan, Anna Freud tarafından tanımlanan bir savunma mekanizması bu. Kişi acı veren olaylarla ilgili duygularından mantıklı söylemlerle kurtulmaya çalışır. Bir komedyenin vefatının ardından ''Son şakasını yaptı...'' tepkisini vermek gibi bir şeydir bu...

Yapma Bozma

Benliğin dürtüyle mücadelesi sırasında, bir eylemin ikinciyle iptal edildiği, böylece sanki hiçbir eylem yapılmamış gibi olan, gerçekteyse iki eylemin de yapılmış olduğu iki aşamalı semptomlarda karşılaşılan bir durum. Bilmece gibi olduysa: Flörtümüze zombieing uyguladık - ortadan bir süre kaybolup ardından hiçbir şey olmamış gibi geri döndük yani - ve hatamızı yüzümüze söyledi. Kafamıza dank etti, çok geç ama yine de özür diledik. Hem hata ettik, hem özür diledik; bu yapma bozma mekanizmasına bir örnek. Organize suça karıştık, yıllardır 7 sülalemiz doydu, iyi de gitti uzun bir süre aynı GoodFellas film'indeki gibi. Devamında öyle suçluluk hissettik ki gidip teslim olduk, işte bir yapma-bozma daha.

Karşıt Tepki Oluşturma

Suçluluk dürtümüz bizi ele geçirdiğinde baskı altında tutmamız güçleşen durumlarda, bu arzuların zıddı olan bilinçli tutum/davranış geliştirerek benliğimizi korumaya da çalışabiliriz. Düşmanca duygular sevgi gösterileriyle, cinsel istekler ahlâk savunuculuğuyla gölgelenebilir örneğin. ''Şuna bak, ne kadar ayıp...Cık cık, hiç yakışıyor mu ehli sünnet birisine?'' diye fetva veren biri belki de azmış kudurmuştur kim bilir. Hangisi daha beterdi alışmış mı kudurmuş mu Pavlov?

Dönüşme

Kaygı yaratabilecek bilinçdışı duyguların bilince erişmesini engellemek için - isteğimiz hep bu ya - gerçek bir nedeni yahut tanısı olmayan bedensel hastalık belirtileri şeklinde seyreden savunma mekanizması. ''Konversiyon bozukluğu'' şeklinde geçtiğini de belirtelim.

Saldırganla Özdeşleşme

Anna Freud tarafından tanımlanmış olan, çocukluk dönemine özgü savunma mekanizmalarından biri. Bize yapılan eleştirilere karşı kullanırız. Saldırganın saldırganlığını tabiri caizse kendimize alırız, tehdit edilen değil tehdit eden oluruz. Eleştiri içeriye, suç dışarıya! Böylelikle 9 kere yutkunacak, bizi eleştirene karşı göstereceğimiz sertliği içeriye yöneltecek, dışarıya karşı olan hoşgörüsüzlüğü azaltmış olacağız çocuğum. Aferin, işte böyle...

Psikanalitik kuramın önemli metinlerini oluşturan ego savunma mekanizmaları, id - ego ve süperegonun bizi suyun üstünde dengede tutmaya, uyumumuzu sağlamaya çabalarken girdikleri mücadelenin ürünleri. Ah, şu farkında olmak! Ah, şu olmak...

Bitirirken

1- Bültene dair görüşlerinizi, aşağıdaki tek soruluk formu doldurarak ya da bu maili cevaplayarak belirtebilirsiniz:

2- Bu psikoloji bültenini seveceğini düşündüğünüz kişiler varsa, kopyalayıp onlara kolayca iletebileceğiniz link aşağıda:

3- Bülten aboneliğinden ayrılmak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.

4- Önceki sayıları okumak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.

Kaynaklar

Bloglar

Kitaplar

Akvardar, Y., Çalak, E., Etaner, U., Hürol, C., Sunat, H., Tükel, R., ... & Yücel, B. (2010). Psikanalitik kurama giriş. İstanbul: Bağlam Yayınları.

Freud, A., & Erim, Y. (2004). Ben ve savunma mekanizmaları. Metis.

Geçtan, E. (1998). Psikanaliz ve sonrası (8. Basım). İstanbul: Remzi Kitabevi.

Reply

or to participate.