- Pavlov Psikoloji
- Posts
- Pavlovun Köpeği #001
Pavlovun Köpeği #001
Davranışçılık: Pavlov & Watson
Lisans 2. sınıftayken gelişim psikolojisi hocamız ‘’Duygu nedir sizce?’’ diye sormuştu. Söz alıp ‘’Beynimizdeki nörotransmitterlerin kanımıza karışmasıyla eriştiğimiz hisler.’’ demiştim. Yüzünü ekşiterek cevapladı: ‘’O kadar mekanik mi yani?’'
Psikolojinin öznel kısımları işte bu kadar ilgimi çekiyordu başlangıçta…
Kafayı davranışçılığa takmıştım. Pavlovun Köpeği ismi de o günlerden kalmadır. Bu isim altında bir şeyler yapmayı hep istemiştim. Bugünlere kısmetmiş.
Bu haftaki bültende psikolojinin gözlem ve deneye dayalı emarelerini ilk kez gördüğümüz davranışçılık ekolünü inceleyecek, ekolün 2 temsilcisi Pavlov & Watson'a bakacağız.
Ziller yukarı lütfen, başlıyoruz.
Önemli not: Eğer bu bültene kaydolmadıysanız, aşağıdaki buton üzerinden kaydolup, epostanız üzerinden doğrulama yapmayı unutmayın lütfen.
D a v r a n ı ş
Başlık, içeriğe dair ilk bilgiyi aldığımız yerdir.
Catchy başlıkların atıldığı bültenlerin açılma oranı yüksektir.
Merağımız uyanırsa, bültenin bize değer katacağını düşünürüz.
Bülten yazarından gelen bu etkiye, bülteni açarak bir tepki veririz.
Bunu sürekli yaptığımızda ise, artık içerik güzel olmasa da bültenleri açarız.
‘’Psikoloji nedir’’ deyince, birçok tanım yapılıyor tabii. Kitabî tanımlardan birkaç kilometre uzakta durarak fakat görüş alanımızı da çok kaybetmeden şöyle diyelim biz psikoloji için: Aynı uyaranlar ve çevresel şartlar altında, bir türe ait iki bireyin neden farklı davrandığını inceleyen disiplin.
Psikoloji, sosyal bilimlerin içinde kabul edilir ve fakat bir davranış bilimidir de. Daha doğru bir ifadeyle, davranış bilimlerinden biridir. Biyoloji ile kardeş, felsefeyle yakın arkadaş, sosyolojiyle kuzen, antropolojiyle eski sevgili, ekonomiyle elti, tıp ve bilişsel bilimler ile iş arkadaşıdır.
SORU: Bir köpek zile karşı salya salgılarken, nasıl olur da diğer köpekler et gördüklerinde salya salgılar?
Zile salya salgılayan Pavlovun Köpeği’nin, bir öğrenmesi/ tecrübesi vardır çünkü.
Bizim amacımız, neden salya salgılandığını araştırmak değil, dışarıdan gelen aynı uyarana karşı köpeklerin verdiği farklı tepkilerin altındaki sebepleri anlamaktır.
Salya biyolojiktir zira fakat biyoloji bilimi, bizim araştırdığımız farklı tepkilerin sebeplerini açıklamakta yetersiz kalır; bu tepkiler psikolojiktir.
Bugünün bilim felsefesi paradigmasına göre, ‘’yanlışlanabilen psikolojinin’’ ilk emarelerine gidelim şimdi haydi.
D a v r a n ı ş ç ı l ı k
Modern psikolojinin kurucusu olarak kabul edilen Wilhelm Wundt, insan davranışını anlamak için ‘’içebakış’’ yolunu kullanıyordu. Bu yöntem, ''Bir deneyimi en iyi şekilde gözlemleyebilecek kişi, onu yaşayandır'' varsayımından hareket alıyordu. Hem gözleyenin hem de gözlenenin aynı kişi olmasına dayanıyordu. Bu öznel yaklaşım, birilerinin canını çok sıkacaktı.
Wundt sandalyede, ekibiyle birlikte içebakış deneyleri yapıyorlar.
Nesnel bir psikoloji hayal eden davranışçılar, psikolojinin bir bilim olarak gözlenebilir ve deneye tâbi tutulabilir davranışları incelemesi gerektiğini savundu.
🐶 Davranışçılık, tüm davranışların koşullanma yoluyla kazanıldığını ve koşullandırmanın çevre ile etkileşim yoluyla gerçekleştiğini söyleyen ekol/ öğrenme okulu.
Davranışçılara göre eylemlerimiz, psikanalizin aksine içsel değil, çevresel uyaranlar tarafından yani dışsal olarak şekillenir.
Bunu Pavlovun Köpeği deneyiyle anlamaya çalışalım.
Ivan P. Pavlov
Ben sindirim sistemiyle ilgili bir şeyler deniyordum, yanlışlıkla klasik koşullanmayı buldum.
Rus fizyolog Ivan Petroviç Pavlov, bir gün köpeklerin sindirim sistemi üzerinde çalışırken iş çok farklı yerlere gitti. Bir süre sonra köpeklerin yiyecek olmadan da (yalnızca zil sesini duyduklarında) salya salgıladıklarını fark eden Pavlov, yaptığı deneyler sonucunda en öz haliyle şunu fark etti:
Başlangıçta: Zil var / Kemik var / Salya var
Koşullandıktan Sonra: Zil var / Kemik yok / Salya var
‘’ Ee, o zaman, bu köpek öğrenebiliyor?! ‘’
Köpek, başlangıçta onun için anlamlı bir şey ifade etmeyen zili, normalde zaten tepki verdiği et ile eşleştirdi.
Zil, köpek için nötr bir uyarıcı iken (yani bir şey ifade etmezken), zamanla etin yerini alarak, koşullu uyarıcı haline dönüştü.
Köpek, zil çalındığında etin geleceğini artık ‘’öğrenmişti’’.
🐶 Klasik koşullanma fenomeninin keşfedilmesiyle psikoloji tarihinde ilk kez bir davranışa dair yapılan gözlemlere deneysel bir açıklama getirilmiş oldu.
Pavlov’un çalışmaları ona 1904 yılında Nobel Tıp ve Fizyoloji Ödülü kazandırdı. 1800’lerin sonlarında Pavlov ile başlayan davranışçılık, II. Dünya Savaşı Nazizm’inin de etkisiyle tüm insanları eşit bir ‘’tabula rasa’’ (boş levha) olarak gören görüşlerin harmanıyla yükselmeye, psikanalizin tahtını sarsmaya başlayacaktı.
Pavlov ile birlikte davranışçılıkla kafayı bozmuş başka amcalar da var tabii.
John B. Watson
“Bana bir düzine sağlıklı bebek verin, kendi özel davranışçı yöntemlerimle o bebekleri yetiştirerek, başka bir şeye gereksinim duymaksızın onları doktor, avukat, sanatçı, esnaf hatta dilenci veya hırsız yapayım”
Bu söz, ‘’Ben, klasik bir davranışçıyım’’ demek oluyor aslında. Ama ‘’değişmem’’ demiyordur tabii Watson herhalde; ‘’Nature vs. Nurture’’ tartışmasında nerede durduğu da çok açık.
🐶 Nature vs. Nurture: ’’Kişilik ve gelişimde genler mi etkilidir yoksa çevre etkisi mi’’ şeklinde psikolojide halâ süren tartışma.
Watson, psikolojinin fizik, kimya, biyoloji gibi bilimlerin yerinde yer alması kaygısını taşıyordu. Bu yüzden insan davranışının yalnızca ölçülebilir kısımlarıyla ilgilenilmesi gerektiğini öne sürüyordu Düşünceleri, tüm insan davranışlarının kontrol edilebileceğini öne sürecek kadar ileri gitmiştir.
İlla Ki Bir Baba Olur
Davranışçılık okulunun önemli deneylerinden klasik koşullanmayı Pavlov, etki - uyarıcı kuramını Thorndike geliştirse de John Watson davranışçılığın babası olarak kabul edilir. 1913’te yayınladığı Psychology as the Behaviorist Views It (Davranışçının Gözünden Psikoloji) eseri, davranışçılığın Tevrat’ı sayılıyor.
🐶 Watson’ın Türkçe’ye çevrilen bir kitabını aradık aradık, ne yazık ki bulamadık
SORU: Watson, yalnızca bu eserle mi ‘’baba’’ oldu?
Hayır. Pavlov’un deneyinin insan öğrenmelerinde de geçerli olduğunu 1920 yılında yaptığı Küçük Albert deneyiyle kanıtlayarak.
İnsanlarda fobik tepkilerin klasik koşullanmayla açıklanabileceğini deneysel olarak göstererek.
Evde denemeyiniz.
Küçük Albert Deneyi
Watson, bir çocuk hastanesinden seçilen Albert B. adlı bebeğin tepkilerini, karşısına köpek, beyaz fare, tavşan, eşek ve aralarında insan maskeleriyle yanan bir kağıdı koymak suretiyle gözlemlemeye koyulur. Albert, bu hayvanlara ve nesnelere karşı hiçbir korku belirtisi göstermez; üstüne üstlük uzanıp onlara dokunmak ister.
Watson, bu yolla çocuğun davranışlarında, nesnelere karşı daha sonradan oluşacak herhangi bir değişimi ölçebileceği bir referans noktası oluşturmuş olur.
‘’Hmm, e dünya kadar nesne gösterdim, tepki vermiyor bu çocuk?! Du’ bakalım şimdi sen…’’
Devamında, Albert şiltenin üzerinde otururken Watson çekiçle metal bir plakaya vurdu. Çıkan yüksek sese Albert ağlayarak cevap verdi tabii. Watson, artık Albert’i yüksek ani sese vereceği korku tepkisi ile koşullandırmış oldu.
'’Bu sesi, farenin görüntüsüyle birleştirirsem, o zaman Albert ses olmadan, yalnızca fareye karşı da korku tepkisi gösterecek.’’
Küçük Albert Deneyi - Video
Albert 11 aylık olduğunda Watson deneyi tekrarladı. Küçük Albert, artık sesin eşlik etmesine gerek kalmadan, fare odaya girdiğinde dahi huzursuzlanmaya başlayacaktı.
Fareyi sesle defalarca eşleştirerek aslında Watson, Pavlov'un köpeklerle yaptığı deneylerde olduğu gibi bir tür klasik koşullanma deneyini bir insan üzerinde denemiş olur.
Küçük Albert’in yaşadığı travmayı bir düşünün. Belki de hayatı boyunca her yüksek ses duyduğunda kendini kötü hissetti yavrucak; bu ses bir sokak satıcısından, hayvan çiftliğinden ya da gramofondan yükselse de.
Watson devamında çocuk yetiştirme ve reklamcılık alanlarına yöneliyor ama bunlar da bir başka bültenin bahsi olsun.
Bitirirken
1- '' Bu psikoloji bültenini o da okusa kesin çok severdi'' diyebileceğiniz kişilerle paylaşabileceğiniz link aşağıda:
2- Bültenin kaynaklarını, yazıdan kopulmamasını sağlamak adına en sonda paylaşıyoruz.
3- Bültene dair geri bildirimlerinizi iletmek isterseniz, bu bülteni mail olarak yanıtlayabilir, [email protected] üzerinden bize eposta gönderebilirsiniz.
4- Bülten aboneliğinden ayrılmak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.
Haftaya pazar aynı saatlerde görüşmek dileğiyle,
Psikolojiye koşullu kalın.
PK | Umutcan
Kaynaklar
Akademik Makaleler:
Graham, G. (2000). Behaviorism.
Özdel, K. (2015). Dünden bugüne bilişsel davranışçı terapiler: teori ve uygulama. Turkiye Klinikleri J Psychiatry-Special Topics, 8(2), 10-20.
Türkçapar, M. H., & Sargın, A. E. (2012). Bilişsel davranışçı psikoterapiler: tarihçe ve gelişim. Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi, 1(1), 7-14.
Bloglar:
What is Behaviorism? https://www.verywellmind.com/behavioral-psychology-4157183
Videolar:
Psikolojiye Giriş: Dil I - https://youtu.be/OTvSu1Gr4Pw
The Little Albert Experiment: https://youtu.be/5duLMjaTL0U
Kitaplar:
Psikoloji Kitabı - Alfa Yayınları
Yaşam Boyu Gelişim - John W. Santrock - Nobel Yayınları
Wikiler:
Davranışçılık: https://en.wikipedia.org/wiki/Behaviorism
Wilhelm Wundt: https://en.wikipedia.org/wiki/Wilhelm_Wundt
Bizi sosyal medyada takip edin:
Reply