Pavlovun Köpeği #015

Psikoterapi Serisi 10: Jungyen Terapi

Pavlovun Köpeği bülteninin 15. sayısından herkese merhaba. Geçtiğimiz haftaki bölümü yalnızca mail üzerinden gönderdik. Dolayısıyla yeni gelen okuyucularımız geçen hafta geçtiğimiz 150 psikoloji kaynağı listesi duyurusunu almamış olabilir. Belirli bir süzgeçten geçirerek listelediğimiz bu kürasyonda tabiri caizse kaliteli psikoloji kaynaklarını derliyoruz. İlginizi çekerse listeyi bölüm sonundaki kaynaklar bölümünde paylaştık.

Psikoterapi serisinin 10. bölümüyle devam edeceğimiz bu bültenin girişinde bir duyurumuz var:

Örgütsel Psikoloji Okulu 3

PK ile birlikte katılımcısı olacağımız Örgütsel Psikoloji Okulu'nun 3. kohortu açılıyor. Örgütsel Psikolog ve doktora öğrencisi Ersin Erdal tarafından verilecek 6 haftalık bu online eğitim şu konuları içeriyor:

  • Örgütsel psikolojiye giriş

  • Örgüt kuramları

  • Motivasyon

  • Kişilik

  • Çalışma yaşamında tutumlar

  • İş analizi

  • İşe alım

  • Yetkinlik bazlı mülakat

  • Eğitim

  • Liderlik

  • Performans değerlendirme

  • Örgüt yapısı

  • Örgüt kültürü

  • Grup dinamikleri

  • Çatışma çözümü ve müzakere

  • Güncel konseptler

22 ocakta başlayacak eğitimde katılımcı olmak isterseniz başvuru formu burada. 👈

Küçük bir çocukken Jung'un alışkanlıklarından biri, bahçedeki bir kaya parçasının üstüne oturup, düşüncelere dalmakmış. Oturarak düşünen adam heykeli gibi... Kendi kendine bazı sorular sorarmış: «Ben kimim? Kayanın üzerinde oturanım desem, kaya ne der peki? O da, seni taşıyanım, demez mi?» diye sorgularken şu soru hücum etmiş zihninde: «Ben kendim miyim, yoksa ağırlığımı taşıyan üzerine oturduğum kaya mıyım?»

Küçük yaştan beri yerleşik inançlara ve sistemin çarklarına karşı duran Jung, kendi gerçeğini kendi yaratmaya and içmiş. Onun düşüncesi, heybesinde taşıdığı bu sorgulamalara verdiği öz cevaplarıyla oluşagelmiş.

''Bu kuramlar hep birbirini tekrarlıyor gibi hocam, nedir bunun psikanalizden farkı?'' dediğiniz duyar gibiyim. Önce bir haftanın kelimesine bakalım, hemencecik döneriz.

haftanın kelimesi:

Pejmürde. Farsça kökenli bu kelime ''solmuş, buruşuk, hırpalanmış'' anlamlarına geliyor. Biz buna bir parçada denk geldik, şarkı sözü yani...

Sıfat fiiller vardı ÖSS zamanı bildiniz mi? Hah, tam da öyle bir kelime işte. (Fiil) + an - ası - mez - ar... Neyse. Hadi geçelim, tam gaz hav hav 🐶

Jung'un psikolojisi, kişilerarası ilişkilerden çok, kişiliğin, ruhun içinde büyüyüp gelişmesiyle ilgili.

Freudyen psikanalizin amacı, kişinin başkası ile olgun bir ilişki kurmasını sağlamak. Her ne kadar bu tür ilişkiye genellikle cinsel dense de bu kavram cinsiyetten başka etkenler de içeriyor. Oysa Jung'un amacı, bireyi kendi zihni içinde bütünleştirmek, dengesini sağlamaktır; Jung, başkaları ile ilişkilere özel olarak eğilmez.

Ezcümle, bu ikilinin birbirinden ayrıldığı temel nokta birçok kaynakta ''cinselliğe atfedilen önem'' olarak geçmekte.

Ha, başka konular da var ama şimdi karıştırayım mı? 1904'te Dr. Carl Jung, psikanalizine çok iyi yanıt veren ve aşık olacak kadar büyüleyici bir kadın hastayı alır ama bu ilişki, akıl hocası Sigmund Freud ile arasını bozar. Bu olayı konu alan A Dangerous Method isimli bir film de var, şu anda Amazon Prime'da gösterimde, imdb linki ise kaynaklar bölümünde.

Jung'u kurucusu olduğu ''analitik psikoloji'' altındaki psikoterapiyi nasıl okumalıyız bir bakalım.

Jungyen Terapi Nedir?

Jungyen analiz de deniyor; bu kuram danışanların dış dünyaya sundukları benlik yerine "gerçek" benliğe bakmalarını ister. Bu yaklaşımını iyi özetleyen, internette de sıklıkla dolaşan bir sözü de var Jung'un ''Dışa bakan rüya görür, içe bakan uyanır.''

Dengeli ve bütün. Jung'un terapisi kişiyi böyle hissetirmeyi amaçlıyor; ona yardımcı olmak için zihnin bilinçli ve bilinçsiz kısımlarını bir araya getirmeye çalışıyor. Bunun için analitik bir konuşma yürütülüyor, bu yönüyle psikanalize benziyor diyebiliriz.

Jung, İsviçreli bir psikiyatr. Sigmund Freud ile iyi bir ilişki tutturmuşlardı, mektuplaşıyorlardı da. Devamında bilinçaltıyla ilgili farklı fikirler yüzünden ayran içip ayrı düştüler.

Fikirleri, günümüzün terapi türlerinin çoğunu ve daha genel olarak sanat, film, müzik ve kültür alanlarını etkileyen Jung, içedönüklük ve dışadönüklük kavramlarını ve bir "kompleks" sahibi olma fikrini de başımıza bir çorap gibi örmüştür.

Bugünlerde kanıta dayalı terapi türleri (örneğin: bilişsel davranışçı terapi), mistisizm, inanç vb. unsurları içeren Jung terapisinden daha popüler. Yine de Jung terapisi bugün uygulanmaya devam ediyor.

Jungyen Terapi Ne Zaman Kullanılabilir?

Jungyen terapi, insan psikolojisinin tamamını açıklamaya çalışıyor. Bu nedenle, insanların yaşadığı hemen hemen her zihinsel hastalığı ele almak için kullanılabiliyor. Depresyon, kaygı, panik bozukluk gibi patolojilerde ya da hayatta yön eksikliği çeken, desteğe ihtiyacı olan birinin terapisinde jungyen ekole başvurulabilir.

Jungyen Terapinin Teknikleri Neler?

Jung, bilinçaltının neleri içerdiğini öğrenmek için şu teknikleri öneriyor:

Rüya analizi:

Jung, rüyaları bilinçaltından gelen iletişimler olarak görmüştür. Analiz yoluyla Jungcu terapistler, mesajları yorumlar ve hastanın neden huzursuz olduğunu bulmaya çalışır. Denge ve bütünü sağlamak adına hastanın kişiliğinin hangi yönlerinin çalışması gerektiğine karar verirler.

Sözcük ilişkilendirme:

Sözcük ilişkilendirme egzersizlerinde, bir Jung terapisti belirli sözcükleri söyler ve hastanın aklına gelen ilk şeyle yanıt vermesinin ne kadar sürdüğünü kaydeder. Terapist, yanıtlardaki ve yanıt sürelerindeki değişiklikleri not ederek listeyi ikinci veya üçüncü kez gözden geçirebilir. Testler arasındaki yanıtlardaki değişikliklerin veya hastanın yanıt vermesi için geçen süredeki anormalliklerin, hastanın sıkıntı hissettiği alanları belirtmede yol gösterici olduğuna inanılır.

Sanat veya dans terapileri:

Jungyen analistler, resim, çizim ve dansın bilinçaltının kendini ifade edebileceği kanallar olduğuna ve egzersizlerin kendilerinin, desteğe ihtiyacı olan birinin sanat yapma yoluyla ortaya çıkan hastalık alanlarını onarmaya yardımcı olabileceğine inanırlar.

Jungyen terapi en temelde bir konuşma terapisi ve gerçek sorunlarımızın ne olduğunu, bunları nasıl çözeceğimizi anlamak amacıyla zihnimizin iyi olmayan kısımlarını veya acı verici geçmiş deneyimlerimizi - Jung'un kişinin gölgesi diye ifade ettiği şeyi - keşfetmeyi içeriyor.

Dipnot: Jung'a göre kişilik(persona), bireyin dünyaya sunduğu sosyal yüzdü. Onun için şöyle der ''... bir yandan başkaları üzerinde kesin bir izlenim bırakmak, diğer yandan da kişinin gerçek doğasını gizlemek için tasarlanmış bir tür maske.''

Durumumuza ve terapistimizle yaptığımız anlaşmaya bağlı olarak, haftada bir veya daha fazla olmak üzere, düzenli olarak planlanmış seanslar için buluşulabilir. Jung terapisinin zaman sınırı önerileri olmamakla birlikte, destek alan kişiler yıllarca kendilerini keşfetmek, kendileri üzerinde çalışmak amacıyla bu terapiyi alabilir.

Jung terapisinin sonuçları üzerine deneysel çalışmaların yakın tarihli bir meta-analizi, birçok kişinin semptomlarda ve kişilerarası problemlerde önemli iyileşmeler geliştirdiğini bildiriyor. Bu açıdan güzel ama yine dediğimiz gibi, kanıta dayalı bir yöntem değil bu. Sosyal bilimlerde, hatta bilimlerde hep bir yanlılık var mıdır tartışması başlatasım geldi çok fena ama konuya devam etmemiz gerek. Yani atomu da parçalasanız, gittiğiniz bilimsel paradigmanın - ya da bilim felsefesinin - izini sürmez misiniz? Tamam tamam, sustum.

Jungyen Terapi Nasıl Çalışır?

Jung terapisi, bir sorunun ortaya çıkış şekillerinden çok kaynağına odaklanır. Jung, bir bireyin bastırılmış deneyimleri ve anıları olan gölgenin, "kolektif bilinçdışı" ile veya belirli bir zamanda belirli bir toplumdaki herkesin sahip olduğu içsel gizli inançlarla birleştiğinde, bilinçli farkındalık ile bilinçdışı zihin arasında bir dengesizliğe yol açtığına inanıyordu.

Jung terapisine göre, kişi sadece semptomları hafifletmeye çalışırsa, altta yatan sorunlar çözülmeyecek ve yeniden yüzeye çıkması kaçınılmaz olacaktır. Tedavinin başarısı, danışanın düzenli olarak planlanmış seanslara ve yoğun çalışma azmine bağlıdır. Süreklilik ve devamlılık anahtar burada yine.

Pavlovun Köpeği bülteninde psikoterapi serisine devam edeceğiz.

Psikoterapi serisinin ardından, çalışma ve örgüt psikolojisine dair sayılarımız olacak.

Bitirirken

1- Bültene dair görüşlerinizi, aşağıdaki tek soruluk formu doldurarak ya da bu maili cevaplayarak belirtebilirsiniz:

2- Bu psikoloji bültenini seveceğini düşündüğünüz kişiler varsa, kopyalayıp onlara kolayca iletebileceğiniz link aşağıda:

3- Bülten aboneliğinden ayrılmak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.

4- Önceki sayıları okumak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.

Haftaya pazar kahvaltı saatlerinde görüşmek dileğiyle,

Psikolojiye koşullu kalın.

PK | Umutcan

Kaynaklar

Bloglar

Kitaplar

Jung, C. G., & Gürol, E. (2006). Analitik psikoloji. Payel.

Listeler

150 Psikoloji Kaynağı: https://airtable.com/shrPumR7hIlR8nwUb

Podcastler

Sözlükler

Reply

or to participate.