Pavlovun Köpeği #003

''Kanka bende bağlanma sorunu var'' - Konrad Lorenz & John Bowlby

Bu sayıyı hazırlarken, Türker Kılıç’ın bağlantısallık ile ilgili söyledikleri aklıma geldi. İlk ay geride kaldı, 4. sayıdayız ve her bir sayıda psikolojinin farklı bir noktasına dokunmaya çalıştık.

‘’Her şeyi birbiriyle ilişkilendiren bir bağlantısallık olduğu’’ fikri ve bültenlerde konuştuğumuz konuların yaşamda nereye dokunduğuna dair küçük bir sis bulutuydu aklımdaki.

Yeni bir beyaz sayfa daha açınca bulutlar dağıldı. Belki de bu bültenler, yeni sayfalar açmak içindir.

O zaman bir prolog daha yapalım, Pavlovun Köpeği’ne dair gelişmeleri de aktaralım. İlk aydan birkaç not:

  • Sayenizde, 115 okuyucu olduk öncelikle.

  • Başlarken yol kolay görünüyor ama içerik üretmek ve dağıtmak epey zor. Sistem oturtma çabası devam ediyor.

  • Kişisel Bilgi Yönetimi (Personal Knowledge Management) ile ilgili, araçları deneme süreci başladı. Notion, günlük bilgi akışını yönetme, notları etiketlerle ilişkilendirme gibi esneklikleri sağlamıyor.

  • Bu süreç, Logseq’i kurcalamak, eğitim videoları izlemekle geçiyor. Notion’a yeni rakip olarak gösterilen Tana aracının bekleme listesi devam ediyor. Alternatifler Roam Research ve Obsidian. Araç seçimi ve tüm notları tek bir yerde senkronize etme konusu çözüldüğünde, içerik sistemi kurmanın ve yol almanın daha kolay olacağına inanıyoruz.

  • Bir öğrenme tasarımı hazırlığı var. Şablon oluştuğunda daha detaylıca bahsedelim.

  • 3 e-kitap konusuna karar verildi. Yazım sırası ve taslaklar filizlendiğinde hem bülten üzerinden hem de sosyal medyadan sizleri dürtelim, hatta kalınız.

  • Websitemiz pavlovunkopegi .com’u da yavaş yavaş ayağa kaldırma düşüncesindeyiz.

Yazmak çok keyifli. Bu insanı doyuran, zihni güçlü kılan zevki bahşettiğiniz için teşekkürler.

Önemli not: Eğer bu bültene kaydolmadıysanız, aşağıdaki buton üzerinden kaydolup, epostanız üzerinden doğrulama yapmayı unutmayın lütfen.

Bu hafta psikoloji ve gelişimin önemli kuramlarından birine genel bir dokonuş yapmaya çalışacağız: Bağlanma Teorisi.

Ziller hazır, uygun adım, hav hav 🛎

“Try to prise a limpet away from its rock and it will cling all the harder.”

―Jeremy Holmes, John Bowlby and Attachment Theory

Psikolojide gelişime dair birçok teori var: Skinner’ın edimsel koşullama, Freud’un psikanalitik, Erickson’ın psikososyal , Piaget’nin bilişsel, Vygotsky’nin sosyokültürel, Bandura’nın sosyal bilişsel, Bronfenbrenner’in ekolojik kuramı…

Psikolojinin ne olduğunu bir çırpıda söylemek gerçekten zor iş. Aynı, aktörlük sanatına halâ Hollywood’da dahi kullanılan bir ‘’sistem’’ getiren Stanislavski’nin, ölmeden bir ay önce öğrencileriyle yaptığı son provalardan birinde tiyatro hakkında söylediği gibi:

“Ölmek istemiyorum. Tiyatronun ne olduğunu ancak şimdi anlamaya başladığımı hissediyorum. Yani, ancak şimdi yolumun başlangıcındayım.”

‘’Anladım.’’ demek, ‘’Biliyorum.’’ demek, ‘’Psikoloji budur.’’ demek nasıl bir gaflettir, siz düşünün. Bağlanma Teorisi’ni adım adım ilerleten teyzeler, amcalar da bu fikirdeler zannımca. Biz şimdi isterseniz bu kuramın nereden geldiğine biraz bakalım.

Bağlanma Teorisi’nin Kökleri: Etolojik Kuram

Hayvan bilimci Konrad Lorenz, yumurtadan çıktığı gibi annesini takip eden kazların davranışını incelediği araştırmasıyla bilinir. Bu çalışmada Lorenz, bir kazın yumurtalarını iki gruba ayırıyor. İlk grup yumurtalar için bir kaz kuluçkaya yatarken, ikinci grup için kuluçka makinesi kullanılıyor.

🐶 Etoloji: Davranışları, biyolojik perspektifle, evrim ışığında inceleyen disiplin. Hayvan biliminin(zooloji) alt dallarından biri.

‘’Anne Lorenz’’ ve çocukları

Birinci gruptaki yumurtadan çıkan kazlar, önce anne kazı gördükleri için onu takip ederken, ikinci gruptan çıkan kazlar önce Lorenz’i görüyor ve onu takip ediyorlar.

Lorenz, tabiri caizse bu durumun bir sağlamasını yapmak için kazları işaretliyor ve tüm yavru kazları, anne kazı ve Lorenz’i görmeyecekleri şekilde bir kutuya koyuyor.

Kutu açıldığında, ilk grup yine anne kazı takip ederlerken, ikinci grup ‘’Anne Lorenz’’in peşinden gidiyor. Lorenz, bu etkiye ‘’mühürleme’’ diyor.

🐶 Mühürleme: Görülen ilk hareketli nesneye bağlanmayı içeren davranış biçmi. Basımlama diye de geçiyor. İngilizcesi: Imprinting.

Bağlanma Teorisi’ne Genel Bir Bakış

#001 numaralı bültende Pavlov’un köpeklerle yaptığı deneyden ve Watson’ın bu deneyi insanlar üzerinde gerçekleştirdiğinden bahsetmiştik.

İngiliz Psikiyatrist John Bowlby de, Lorenz’in yaptığı deneyi insan davranışına uyarlayan kişi diyebiliriz.

Bağlanma, Ayrılma, Kaybetme üçlemesinin ilk eseri Bağlanma’da Bowlby, Lorenz’in bu çalışmalarının ikincil dürtü teorisinin tahtını sarstığını söylüyor.

🐶 İkincil Dürtü Teorisi: Türün diğer üyeleriyle birlikte olmaktan hoşlanmanın, onlar tarafından beslenir olmanın bir sonucu olduğunu savunur. Freud 1940’taki bir yazısında bunu şöyle açıklıyor: ‘’… sevgi, tatmin edilmiş beslenme ihtiyacı açısından bağlanmada bir kökene sahiptir.’’ Freud’a göre çocuk, annesine onu beslediği için bağlanıyor.

Ördek ve kazların yumurtadan çıkar çıkmaz, hiçbir ödül almadan anneyi takip davranışı göstermesi, takip eden yıllarda psikolojik düşünceyi, dolayısıyla Bowlby’i etkiliyor.

İkincil Dürtü Teorisi’nin gözlem ve deneyimden değil, varsayımdan yola çıktığı için güçsüz bulan Bowlby’nin asıl vurgusu, yaşamın ilk yılında bağlanmanın ve bakım verenin duyarlılığı üzerine. Ona göre hem bebekler, hem de bakım verenler (anne dışında biri de olabilir), bağlanma davranışının ortaya çıkmasında biyolojik olarak yeterli donanımda.

🐶 Bağlanma: Kısaca, iki kişinin arasındaki duygusal bağ.

Bebeğin ağlama, sarılma, mırıldanma ve gülme davranışları göstermesinin kısa süreli etkisi bakım vereni yakında tutmak iken, uzun süreli etkisi bebeğin yaşamda kalma şansını artırması.

Bağlanma, Bowlby’e göre bir bebek ile bakım verenin birlikte geçirdiği etkileşimlerin sonucunda oluşan bir süreç. Bowlby, bu süreci 4 aşamaya ayırıyor:

Birinci Aşama (0-2 ay): Bağlanmalar, anneye yöneliktir. Aynı ördekler gibi. Evin diğer üyeleri, bebek için eşit ilgi odağıdır. Babaya gülümsediğimiz kadar, ablaya da gülümseyelim.

İkinci Aşama (2-7 ay): Tanıdık olanla tanıdık olmayan bir olur mu hiç? Çoğunlukla temel bakım verene odaklanmakla birlikte gözler etrafa saçılmaya başlıyor.

Üçüncü Aşama (7- 24 ay): Farklı bağlanmalar gelişir. Anne, baba, diğer üyeler.

Dördüncü Aşama (24 ay+): Artık bebeklikten çocukluğa geçilecek, başkalarını dikkate mi alsak acaba? Çocuk, başkalarının da ilgi odağında olduklarını fark etmeye başlar.

Bağlanma modelinin, ahlaki/ vicdani gelişim, benlik algısı ve duygusal anlayış arasındaki ilişkileri anlamada önemli bir faktör olduğunu söylüyor.

Haftaya bugün Bağlanma Teorisi'ne devam edelim ve şunlara bakalım birlikte:

  • Harlow'un maymunlarla yaptığı deneyler

  • Ainsworth'un Yabancı Ortam deneyi

  • Bowlby'nin evrimsel çıkarımlarıyla ''bağlanma''yı götürdüğü derinlikler

Bitirirken

1- Bültene dair görüşlerinizi aşağıdaki tek soruluk formu doldurarak ya da bu bülteni cevaplayarak belirtebilirsiniz:

2- Bu psikoloji bültenini seveceğini düşündüğünüz kişiler varsa, kopyalayıp onlara kolayca iletebileceğiniz link aşağıda:

3- Bülten aboneliğinden ayrılmak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz.

Haftaya pazar kahvaltı saatlerinde görüşmek dileğiyle,

Psikolojiye koşullu kalın.

PK | Umutcan

Kaynaklar

Kitaplar

Bowlby, J. (2012). Bağlanma. TV Soylu (çev.), İstanbul: Pinhan Yayıncılık (Orijinal Baskı Tarihi 1969), 74.

Collin, C., Benson, N., Ginsburg, J., Grand, V., Lazyan, M., & Weeks, M. (2012). Psikoloji kitabı. Çev. E. Lakşe). İstanbul: Alfa.

Santrock, J. W. (2012). Yaşam boyu gelişim. Ankara: Nobel Yayıncılık (Türkçe Çeviri:, Ed.: Galip YÜKSEL). Ankara.

Stanislavski, K. (2004). Bir aktör hazırlanıyor. 3. Baskı, İstanbul: Papirus Yayınevi. Stanislavski, K., 2012. Bir karakter yaratmak.

Reply

or to participate.